Her Şeyi yasalardan ve de kanunlardan beklemek yerine birazda vatandaşlar olarak bizlerde duyarlı olmayı becerebiliyor muyuz?..
İnsanların çağdaş ve medeni yaşam şartları içerisinde hayatlarını sürdürebilmeleri için yasalar konulur kanunlar çıkartılır. Ama bunun en önemli safhası insanlara düşer. İnsanlar olarak buna özen göstermezsek ne yasa ne kanun ne yazar?...
Mesela memleketin araç yoğunluğu had safhada. Belirli yerlere park yasağı konur. Ama buna riayet edeni az görürüz. Kaldırımlar bile kendini açıkgöz sanan bazı araç sahipleri tarafından park yerine çevrilir. Yayalar da nereden yürüyeceğini bilemez. Şimdi burada yasaklar konmuş neye yarar? Sen insanoğlu olarak yasaklara uymazsan ne yapılmalı? İllaki her ataç başında bir görevli mi olmalı? Buna benzer bir konu daha. Sağa dönüşlerde geçiş hakkı yayalarındır. Buna saygı gösteren araç sürücüsü çok azdır. Araçlarını adeta yayarlın üzerine sürerler. Bırakın bunu hem yayaya yeşil ışık yanar hem de sağa dönüş olduğu için yayanın hakkıdır ama bazıları bunları iplemez geçer. Haksız olduğu halde siz ona yanan yeşil ışığı gösterirsin o da eliyle hadi oradan dercesine yoluna devam eder. Şimdi bunların hangisini şikayet edeceksiniz?
Toplum olarak medeni yaşama gereklerine hiç kafa yormayız. Her şeyin doğrusunu biz bileriz havasıyla bildiğimizi okuruz. Şikayet edildiğinde ise bu yanlışı yapan daha bir de pişmiş kelle gibi sırıtır ‘’ne olmuş geçtikse’’ diyerek üste çıkmaya çalışır…
Bunlar aklımıza gelenler. Örnek vermeye devam etsek yerimiz yetmez. O nedenle deriz ki, yasalardan ve kanunlardan ziyade bizlerde vatandaşlar olarak duyarlı olalım. Birbirimize saygılı davranalım sevgide bulunalım. Her şeyin başı hoşgörüdür, saygıdır ve de sevgidir… Şu güzelim dünyayı kendi egolarımızla çirkinleştirmeyelim. Unutmayınız ki, dünya da güzel yaşamda. Ancak onu bilinçsiz ve sorumsuz hareketlerimiz kötüleştirir…
**** ***** ****
Cümleten hayırlı cumalar…