Cümle alem vatandaşlar olarak hem sabırlı hem de umutlu olmayı çok severiz…
Karşımıza ne kadar da yoğun sorun çıksa yine tüm gücümüzle iyi olacağına inanır o inançla kalbimizi ferah tutarız…
Ve, yazının başlığında olduğu gibi ‘’vatandaşın hali ne olacak,diyeceğiz ama..’’ başlığının devamını getiriyoruz bir şey olacağı yok gibi. Bu kez umutların yerinde karamsarlık rüzgarları esiyor…
Geçtiğimiz yılın ağustos ayında yaşanılan ekonomik depremden sonra iki yakamız bir araya gelmedi. Aradan günler geçti, dolar eski halini buldu. Ama piyasanın enflasyon canavarı bir türlü yok edilemedi halen kanımızı emmeye devam ediyor…
Umutlarımızı yerel seçimlere bağladık. Ekonomi rayına girer. Piyasa canlanır ucuzluk başlar diye. Yine havamızı aldık. Bazı güzellikler oldu ama onlar da 31 martta son buldu. Bir parmak balın arkası acı zamlarla sonuçlandı…
Bir hafta sonra mübarek ramazanı şerif ayına kavuşacağız inşallah. Şimdiden yanına yaklaşılamayan sebze meyvenin fiyatları daha da uçacak ve sadece seyredeceğiz…
Ekonomideki bu uğursuzluk neden son bulmuyor ne oluyor da fiyatlar durmadan yükseliyor. İnsanlar bırakın gönlünce yemeyi içmeyi ayakta durmaya çalışıyor. Eğer karnını doyurabiliyorsa ne mutlu ona…
Cumartesi günkü Gaziantep 27 gazetesinin manşeti içimizdeki iyimserlik duygularını bir kez daha yok etti. Habere göre, ‘’OSB’de kiralık veya satılık yüzlerce fabrika var.’’ Bu ne demek zaten var olan işsizler ordusuna binlercesinin katılımı demek. Yani yangına benzin dökmeye benzemez mi?
Evet durumumuzu anlatmaya kelimeler yetmez. Bir an evvel ekonomik açıdan rahat nefes almamız lazım. Sebze meyve fiyatlarının düşürülmesi gerek. Yoksa bu ramazan çok zor geçer…