Yaşadığımız yalan dünyada herkesin arzusu yaşamı boyunca sağlıklı yaşamaktır…
Elbette hasta olmakta kaçınılmazdır. Siz ne yaparsanız yapın yinede bir takım hastalıklar kapınızı çalabilir…
Allah, kimseye şifasız hastalık, dermansız dert vermesin diyerek yazımıza devam edelim. Her insanoğlu bazen önemli bazen de önemsiz hastalıklarla karşılaşabilir…
Hasta olan her insanoğlu nereye gider sağlık kuruluşlarına. Yani ya devlet hastanelerine ya da özel hastanelere başvurur. İşte meselenin bu tarafı önem taşır…
İnsanlar gittikleri sağlık kuruluşlarında alacakları tedavi yöntemi karşılaştıkları ilgi ve alakaya kafa yorar. Eğer içinde bulundukları rahatsızlığın teşhisi hemen konur tedavisi yapılırsa bu onları mutlu eder. Yok tersi bir durum ile karşılaşırlarsa bu onları üzer ve psikolojik olarak daha da tedirgin hale getirir…
Bazen kulağımıza gelir. Nüfusu iki milyonu aşmış bir kent olarak hastanelerimizin tam donanımlı cihazlarla donanımlı olması kaçınılmazdır. Ancak yine de insanların cihaz yokluğundan dolayı hastane hastane dolaştığını duyarız. Tabi bunun ne derece normal ne derece anormal olduğunu bilemeyiz ama kafalara takılan soru işareti neden o cihazın olmayışıdır…
Daha öncede yazmıştım. Nüfus oranının artması hastalıkları da çoğalttı. Bu nedenle devlete ait hastanelerde oranın yetkilileri hangi cihazlar yok ise bunu İl sağlık Müdürlüğüne iletmesi ve cihazın temin edilmesinin sağlanması gerekir. Özel hastaneleri buna katmıyoruz. Çünkü onlar hastayı kaçırmamak için her şeylerini dört dörtlük yapmak zorundalar. Özel hastanelerde de yapılması gereken önemli şey gelen hastaya para gözüyle bakılmadan gereken en iyi tedavinin yapılması şarttır…
Kıssadan hisseye gelecek olursak. Her yönüyle mükemmel bir kent olan şehrimizin sağlık sektöründe de mükemmel durumda olması gerekir. Sonuçta güzel kentler sağlıklı insanlar ile daha da güzel yaşamlar getirir. Her şeyin başı sağlıktır. Bunu hiçbir zaman unutmayalım…
Ve yazımızı şu güzel sözle noktalayalım…
‘’Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi…’’