Bazen de özeleştiri yapmakta fayda var sanırım. Çok güzel oluşan konumların yanında bir takım hoş olmayan mevzuları da anlatmalıyız ki, belki çare bulunur…
*** *** ***
Bilindiği üzere Gaziantep inci gibi bir kent. Tarihi ve doğal güzellikleri paha biçilemeyecek kadar zengin. Zaten boşuna söylenmemiş ‘’güneydoğunun Paris’i ‘’ diye. Bunlara gastronomi özelliklerini de eklersek değmeyin keyfimize…
*** *** ***
Gaziantep Valisi Davut Gül, maşallah geldiği günden beri dur durak demeden her yeri geziyor ziyaretlerde bulunuyor. Bir Gaziantep’li olarak mutluluk duyuyorum. Dünkü yerel gazetelerde Vali Gül’ün ihracatçıları ve GSO’yu ziyaret haberleri vardı. Ve Vali Gül, ‘’GSO parmakla gösteriliyor’’ demiş. Katılırım. Bendeniz inanırım ki, Gaziantep’in sanayicisi, ihracatçısı tüm üretken insanları fedakardır. Bunlar yıllardır aynı özveriyle çalışır, memleketin yüz akı olmaya devam ederler…
Peki bu güzellikler yanında hoş olmayan neler var? Bu memlekette yıllardır elektrik sorunu var. Daha önceleri neredeyse elektriğe hasret kalırdık. Kışı ayrı yazı ayrı dertti. Birkaç saat kesilen elektrik sanayi felç etmeye yetiyordu. Sonradan Toroslar Edaş İl Müdürlüğüne Mehmet Unsu adlı değerli bir yönetici atandıktan sonra biraz rahatladık. Gece gündüz demeden çalışan ve de sürekli sahada olan Unsu’nun bu fedakarene çalışmaları bizleri sevindirdi. Kesintilerden tam olarak kurtulamadık ise eskiye göre çok iyiyiz. Peki suçlu kim? Geçmişin bu sorununa seyirci kalan siyasiler ve yöneticiler. Yılların biriken sorunları elbette kısa sürede çözümlenemiyor. Bunun için değerli Valim devreye girip ne yapılması gerekiyorsa, sorunun kökünün kazınması için lazım olanı yaparsa minnettar kalırız…
Memleketin kaldırım –cadde sorunu. Yıllardır yazar dururuz. Kaldırımlarda insanların yürümesi mümkün değil. Esnaf tapulu malı gibi zapt etmiş. Nedense bu duruma kimse müdahale etmiyor. Kaldırımlardan vazgeçtik. Bu kez caddelerde işgal altında. İşyerinin önündeki caddenin üzerini dubalarla kapatan esnaf aracına park yeri yapıyor. Vay mı bir başkası gelip müdahale etsin. Kızılca kıyamet kopuyor. Ve de araç sahipleri memlekette boş bir yer bulsun hemen park yeri yapar. Sayın Valim şöyle bir dolaşsın memleketi bizlere hak verir. Burada trafik ekiplerinin de suçu yok. Adama buraya park etme diyorsun ama alternatifini sunmuyorsun. Sadece ‘’yasak’’ ve ‘’park etme’’ demekle geçiştiriyoruz. Birazda eğitim gerek gibi. Araç sahipleri istiyorlar ki aracını canının istediği yere park etsin…
İşte bu nahoş konumlar her şeyiyle mükemmel memleketimizde bizleri biraz üzüyor. Güzelliklere gölge düşürüyor. Şimdi seçim zamanı da olunca ‘’görmedim-duymadım’’ taktiği. Biz bunları yazdık ama değişen bir şey olur mu, merak ediyorum. Bizdeki meslek aşkı vicdani görev olarak yazmayı gösterdi, yazdık…
*** *** ***
Cümleten hayırlı cumalar…