Gaziantep güzide bir kent…
Ve de bu güzide kentin güzide basını var…
İşte bu güzide basın, gazetecilik görevini yapıp okuyucularına haberler sunmaya çalışsa da bazen bunu yapar bazen de yapamayabilir…
Her şey öyle uzaktan göründüğü gibi olmuyor. Siz her ne kadar ‘’basın uyuyor mu? Şunu niye yazmıyor, şuna niye dokunmuyor!’’ deseniz de uyumak zorunda kalıyor!. Uyuyup ta güzel rüyalar görmese (!) bu kez de karşısına kırk katır mı kırk satır mı çıkar…
Şehrimizde yayınlanan yerel gazeteler de görüyorsunuzdur. Yayınlanan haberlerin yüzde yetmişi belediye haberleridir. Bu haberler niye yayınlanır? Hem haberi hazırlayan basındaki arkadaşlara jest olsun diye hem de buralar velinimettir. Basının en belli başlı rızk kapılarıdır. Hani bi anlatalım da sonra niye bu kadar çok belediye haberleri çıkıyor diye kızmayın…
Hep yazarım bu memlekette gazetecilik yapmak zordur. Kim olursa olsun eleştirdiğinizde karşınıza içi nefret dolu insanlar çıkar. Tenkit etmeyi dahi içine sindiremeyenlerin bol olduğu bir yerde ne yazabilirsiniz?..
Bir zamanlar yaşamında bir hiç olan bazılarının bir anda paraya ve makama kavuşmalarının gerçeklerini bilseniz de gıkınız çıkamaz. Çünkü onlar artık paralıdır. Çevresindeki bir takım para ilişkisi olduklarıyla seni rahatça susturabilirler…
Sen birilerine yaptığı ukalalık ve de rezaletler nedeniyle istediğin kadar kızgınlığını belirtsen de bunu gazete sütunlarına aktaramazsın. Yazdığın takdirde söylenecek söz, ‘’istediğini vermedik ondan yazıyor!’’ olacaktır. Kimileri vakti zamanında size bir jest yapmıştır. Ama sonradan bunu kaşıkla verip kepçeyle almaya dönüştürse de eliniz mahkum yazamazsınız…
Velhasıl kelam, bendeniz bu memlekette her olup bitenlere ve herkese bir gözle bakıp tek kulakla dinliyorum. Çünkü içinizdeki gerçekleri dile getiremiyorsunuz. O nedenle duymamak, görmemek ve bilmemek daha hayırlı gibi…
İşte Gaziantep’te gazetecilik yapmak böyle bir şey gibi…