Dün duayen gazeteci Yaşar Özen ağabeyimizin ölüm haberini aldığımda içime bir hüzün çöktü. Bir yandan rahmetlinin hüznü bir yandan da basının emektarlarına gereken değeri vermeyen bazıları aklıma düşünce içim daha da daraldı…
Gaziantep her yönüyle diğer illere örnek bir kent. Ama ne yazık ki, bazı değerlere sahip çıkmakta çok acımasız. Rahmetli Yaşar abimiz hayli ilerlemiş yaşına rağmen ekmeğini çıkartmak namerde muhtaç olmamak için haftalık gazete çıkartıyordu. Tabi gazetenin o kadar geliri olmasa da kimselere eyvallah etmiyordu..
Gelelim buradan anlatmak istediğimize. Bu memlekette kaç tane duayen gazeteci var? Kaç tane basının emektarı olmuş ama yarı aç yarı tok yaşar kimlerin haberi var? Bu memlekette sadece sanko holding istese on tane insana kol kanat gerebilir. Trilyonların kuruş gibi görüldüğü holdinglerde bu tür insanlara el uzatırlarsa günaha mı girerler?..
Peki belediyeler ne yapıyor?
Onlarda böyle basının emektar duayenlerine el uzatıp himaye ediyorlar mı? Belki azdan çoktan katkıda bulunanlar vardır günahlarını almayalım. Bizim demek istediğimiz bir insanı belli bir yaştan sonra maymun gibi oynatmak yerine maaşlı bir konuma getirirsiniz o da haline şükreder..
Ama maalesef bunları göremiyoruz. Sonra da kalkıp sevgiden değerden bahsediyoruz. Rahmetli abimiz bu yaşta ayakta durabilmek için gazete mi çıkartmalıydı?. Nerde basını yere göğe sığdıramayan Odalar, kurumlar ve de belediyeler? Hepsi boş. Daha bazıları var ki bir iki defa sana yardım etse ondan sonra seni öcü gibi görür. Kendileri parayla oynayan bazılarının da sözlerine bakacak olursan da kendin cebindeki paraları veresin gelecek insanlarla karşılaşırsın..
Söylenecek çok şey var ama neye yarar ki..
Hani ne demişler,
‘’Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna bile az!’’