Bazı konular zaman aşımına uğrayabilir ya da biz unuturuz diye ikisini birden aynı zamanda yazmaya çalışıyoruz. Affola…
*** *** ***
Dünkü yerel gazetelerde iki ilginç bana göre de tuhaf iki konu gözüme ilişti. Birincisi, zabıtadan ramazan da sıkı denetim. Şimdi bu haberi okuyanlar sanki zabıta başka zaman denetim yapmıyormuş ta sadece ramazanda yapıyormuş gibi anlaşılmaz mı?...
Tabi bu tür haberler geleneksel ramazan haberleridir. Hep olur ama böyle olunca böyle bir izlenim ortaya çıkıyor. Aslında olsa ne olur olmasa ne olur? Sebze meyve fiyatları cep yaktıktan sonra…
**** ***** ****
Gelelim ikinci konuya. Komşu komşunun külüne muhtaç sözünü hatırlatan atasözünün sırrı emine göğüş mutfak müzesinde açığa çıkıyormuş. Bu haberi okuyunca içimden tuhaf duygular akıp gitti. Ve kendime sordum, acaba komşuluk ilişkileri kaldı mı diye? Şu zamanda komşu komşunun külüne muhtaç olmasından ziyade komşu komşuyu tanımıyor ki. Kaldı ki, külüne muhtaç olsun. Kaybolan bir çok güzelim geleneklerimiz gibi o da yıllar önce kaybolup gitti. Adeta tarihin karanlık sularına gömülüp gitti…
Günümüz dünyasında kardeşin kardeşten haberi olmaz iken; komşuluk ilişkilerinden mi söz edilir? Acımasız dünyanın zalim hayat şartları bizi her şeyden soğuttu. Artık ne komşunun külü kaldı ne de komşuluk?!...