Yağmurlar yeryüzünün bereketidir. Yağmurun olmadığı yerde bereket olmaz. Bereket olmayınca insanoğlu için yaşam zindana döner…
Bu nedenle yağmurların insanoğlunun yaşantısındaki yerinin önemini anlatmaya kelimeler yetmez…
Bizde de durum böyledir. Allah’ın rahmeti olan yağmurlar yağmadığı zaman her şeyimiz alt üst olur. Ve o zaman hepimizin dilinden yağmur yağması için dualar dökülür…
Peki yaşantımızda bu kadar önemli yeri olan ve olmazsa olmaz yağmurlar yağdığı zaman karşılaştığımız sıkıntılar bizi o an nasıl bir strese sokuyor biliyor musunuz?..
Gelelim meseleye. Kendimi bildim bileli her yağmur yağışında öylesine strese giriyoruz ki, o an yağmurun yağdığına sevinelim mi sevinmeyelim mi bilemiyoruz…
Geçen hafta içerisinde çok güzel bir yağmurlu günler yaşadık. Ama o yağmurla gelen ve caddeleri dolduran yağmur suları nedeniyle sıkıntılı anları yine yaşadık. Caddeler sanki nehire dönüyor. Yağmur suyuna düşmemek için zıplaya zıplaya gitmekten adeta kangurulara döndük. Bir de buna hızla gelen araçların üzerinize sıçrattığı çamurlu suları eklerseniz stresiniz tavan yapmaz mı?..
O yağmurlu günün akşamında yolumuz otogar tarafına düştü. Yolun karşısına geçmek sırat köprüsünden geçmekten zordu. Yol nehire dönmüş. Geçebilecek yer bulmakta hayli zorlandık. Ve burası her gün yüzlerce yolcuların inip şehre gittiği bir yer. Bizim aynamız olan bir mevki. Şehrin bu durumunu görenler hakkımızda nasıl bir düşünceye kapılırlar acaba?
Ve sözün noktasına gelirsek..
Acaba diyorum sağanak yağmurlar yağsa da caddelerden kaldırımlarından rahatlıkla gidebilir miyiz? Karşıdan karşıya geçerken hoplamadan zıplamadan geçebilir miyiz? Ya da gelen araçların üzerimize yağmur suyunu sıçratır mı kaygısı yaşamadan yürüyebilir miyiz?
Sanırım bu isteklerimizin yerine getirilmesi çok zor değildir. Ve ümit ederim ki büyükşehir belediyesi yetkililer bizi bu stresli ortamlardan kurtarırlar…