Yalan dünyanın gerçek olan işlerinin başında iyilik yapmak ve insanları sevindirmek gelir…
Göz açıp kapayıncaya kadar kısa olan yaşam sürecinde herkesin kendi gücünce iyilik yapması ve başkalarını sevindirmesi kadar güzel daha ne olabilir?...
Birinin akan gözyaşını silmek, yarasına merhem olmak dertlerine devada yardımcı olmak dışında varsa çok daha önemli bir şey söyleyin…
Zaten hak dünyasında insanı kurtaracak olan yaptığı iyilikler ve yardımlar olmayacak mı? Hal böyle iken neden iyilik yapmaktan ve de başkalarını sevindirip mutlu etmekten kaçınırız? Ama bunların tam tersini yapmaya gelince son sürat gideriz…
Bazı insanlar vardır kuru ekmeğini bile paylaşmayı sever bundan büyük mutluluk duyar. Kimileri de var kendi elinde ballı kaymaklı ekmeği var iken başkalarının kuru ekmeğine göz diker. Yani yaşam da en büyük zafiyet ihtiraslarımız değil mi? Ya da doymak bilmeyen gözümüz değil mi? Halbuki dünya senin olsa yiyeceğin bir lokma, giyeceğin bir hırkadır diye boşuna mı söylemişler…
Bazı insanlar vardır başkalarına iyilik yapmayı sözde severler ama bunların yaptıkları da bazen kaşıkla verip kepçeyle almaya ya da kaş yapayım derken göz çıkartmaya benzetirler. Yaptıkları iyiliği ALLAH ile kul arasında kalmasını istemekten ziyade sağır sultanlara bile duyurmayı marifet zannederler. Kimileri de vardır bir elini verdiğini öbür eline göstermemeye çalışırlar…
Aslında iyilik yapmak ve insanları sevindirmek konusunda yazacak çok şeyler var ama anlayana. Anlamayana zaten ne deseniz boş. Günümüz dünyasında her şeyin menfaate ve çıkara dönüştüğü ortamda iyilik yapmaktan ya da başkalarını sevindirmekten kim anlar? Her şeyin ilk sırasında çıkarımız olunca her şey değişiyor…
Yine de bu yalan dünyanın güzel insanlarına teşekkür etmek lazım. Hiç olmazsa böylelerinin sayesinde insanlık ayakta kalıyor. İnsanlara iyilik yapan ve sevindirenler hiçbir zaman kaybetmezler ve hep kazanırlar…
Temennimiz odur ki, iyilik yapanların-insanları sevindirenlerin sayıları daha da çoğalsın. Çünkü günümüzde bu tür insanlara herkesin ihtiyacı var…