Bizler yani insanoğlu çok tuhaf bir yaşam şekli icra ediyoruz. Kafamızı yormamız gereken konular yerine gelip geçici meselelerle zaman kaybediyoruz…
İşin diğer bir garip tarafı da bu tür konumlarla memleketin koskoca adamlarının açık oturumlarla gündemi kendilerine göre yorumlamaları…
Geçtiğimiz yılın ağustos ayından bu yana, yani dolar depreminin ardından yaşantımıza kene gibi yapışan hayat pahallılığından bir türlü kurtulamıyoruz…
Memlekette o kadar üzerinde durulması gereken önemli konular var iken zamanımızı ya soğan ya patates ya da diğer sebze türleriyle uğraşmakla geçiriyoruz. Bana göre bu durumlar suni olarak ortaya çıkmakta zamanla kaybolup gidecektir…
Büyük illerimiz de tanzim satışlarla pahallılığa fren getirilirken diğer yerlerde durum aynı. Neden vatandaş olarak aynı konumların üzerine odaklanıp dururuz anlaşılmaz. Herkes gözlerini bu saydığımız sebze türlerine çevirirken meyve konumuna bakmıyoruz. Mevsim itibariyle grip yaygın. Gripten kurtulmanın yolu bol meyve tüketmek ama fiyatlardan dolayı yanına bile yaklaşamıyoruz…
Bu pahallılığın çözüm yolu sadece tanzim satışlarla olmaz. Halden çıkan ürünün tüketiciye ucuz yansıması için maliyetler azaltılmalı. Buna kafa yormak lazım. Ancak gündem yerel seçim olunca bu tarafa bakmak cazip gelmiyor sanki…
Hadi diyelim ki, sebze-meyve istediğimiz fiyata düştü. Hayatımızın içinde sadece bunlar yok ki. Dün gittiğim bir markette temizlik ürünleri el yakıyor. Sabunundan tutun, tuvalet kağıdına ya da bulaşık deterjanlarına kadar ateş pahası. Temiz toplum için bu saydıklarımız da ucuz olmalı. Olmalı ki, insanlarımız sağlıklı yaşama imkanlarına kavuşmalı. İlginç olan ise temizlik ürünlerinin zamlanmasına doları bahane ettik. Dolar bugün 5.30 TL. geçen yılın ağustos ayındaki dolar depremi öncesinin rakamlarında. Aradan6 ay geçmiş hala fiyatlar yüksek. Peki bu nasıl iş? Doları bahane ediyorduk o da normal seviyesinde eee geriye ne kaldı?...
Ülkemizde sadece sebze-meyve ürünlerinde değil top yekün ürünlerde ucuzluğa gidilmelidir. Vatandaşlar çok mecbur kalmadıkça marketlere gidemiyor. Ya boğazından kesiyor ya da temizlik ürünlerinden. Velhasıl yaşamını gönlünden arzuladığı gibi sürdüremiyor. Tek arzumuz yine marketlere de pazara da gidip gönlümüzce alış-veriş yapabilmek…