deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ bahis siteleri siyahbet giriş blossomtips.com deneme bonusu veren siteler casino siteleri

Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir

Gaziantep İl Sağlık Müdürü Dr. Ü. Mutlu Tiryaki: "Kasımda yaşanan ikinci pikin 80 aşağısına geldik"

SAĞLIK 29.12.2020 - 09:30, Güncelleme: 12.01.2023 - 07:33 2398+ kez okundu.
 

Gaziantep İl Sağlık Müdürü Dr. Ü. Mutlu Tiryaki: "Kasımda yaşanan ikinci pikin 80 aşağısına geldik"

Gaziantep İl Sağlık Müdürü Dr. Ümit Mutlu Tiryaki, kentin korona virüs vaka ve ölüm oranındaki düşüşünü açıkladı; Gazianteplileri rehavete kapılmamaları yönünde uyardı. Mega Haber’in sorularını yanıtlayan Dr. Tiryaki, çalışmalarının sonucunda eylül ayında düşüşe geçen vaka sayısının okulların açılmasıyla yükseldiğini; şu anda kasım ayının başlarında yaşanan ikinci pikin (zirve), 80 aşağısına gelindiğini söyledi ve düşüşün nasıl sağlandığını anlattı. Tiryaki, yoğun bakımlardaki doluluk oranını da: “Hastalarımızın bir şekilde yoğun bakım derdinin olması gibi bir şey söz konusu değil. Hatta birkaç gündür dışarı illerde sıkışan yerler olduğunda oralardan bile sevk almaya başladık.” sözleriyle açıkladı.

EYLÜL AYINDA GAZİANTEP TÜRKİYE GÜNDEMİNDEN ÇIKMAYI BAŞARMIŞTI  “Ben 17 Ağustos tarihi itibariyle göreve geldim. Zaten geldiğim zaman Gaziantep’in durumu ortadaydı. Özellikle korona virüsle ilgili maalesef Türkiye gündeminde yer alan bir kentti burası. Onunla ilgili ciddi çalışmalar yapmamız gerekiyordu. Başlar başlamaz cumartesi ve pazar da dahil olmak üzere gece saat 10-11’lere kadar burada bizim Bakanlıktan görevlendirilmiş olan saha koordinatörlerimizle birlikte süreci değerlendirmeye başladık.  ‘Neler yapabiliriz, ne yapıldı, üzerine ne ekleyebiliriz?’ diye ciddi bir çalışma, plân temposuna girdik ama maalesef 9. günümde korona virüse ben yakalandım. O tabi ister istemez işlerimizi biraz aksattı. Biraz da ağır geçirdim, yaklaşık 21 gün bu hastalıkla boğuşmak zorunda kaldım ama tabi bu beni işimden alıkoymadı. Evde dinlenmem gereken süreyi telefonla; internet üzerinden bilgisayarla, zoomla çalışarak geçirdim. Hatta Bakan Beyle zaman zaman video konferanslar yaparak idare etmeye çalıştım. Fena da bir ivme yakalamadık. İyileşip görevimin başına geçtikten sonra tekrardan bu süreci yürütmeye çalıştık. Sonunda da zaten hepiniz biliyorsunuz, eylül ayı gibi çalışmalarımız sonuç verdi. Vaka sayılarımız düştü, Gaziantep Türkiye gündeminden çıkmayı başarmıştı o zaman için.  OKULLARIN AÇILMASI VAKA SAYILARINDAKİ ARTIŞI TETİKLEDİ Vaka sayılarındaki yükselme Gaziantep’e özel değildi, aslında Türkiye’ye de özel değildi, Dünya’da birden bire ciddi bir yükselme oldu. Çok net olmamakla birlikte Dünya’da da okulların açılması, bizde de okulların açılması, dolaşımın biraz artması bunu tetikledi. Bu aslında belki de beklenen bir şeydi. Tabi bunu fark eder etmez biz yine ek tedbirler almak durumunda kaldık. Yaptığımız çalışmaları tekrar gözden geçirdik. ‘Ani artışla nasıl başa çıkabiliriz?’ Bunun plânlarını yapmaya başladık.  ÖZELLİKLE FİLYASYON EKİPLERİMİZİN VE FİLYASYONDA KULLANDIĞIMIZ ARAÇLARIMIZIN SAYISINI HIZLI BİR ŞEKİLDE ARTIRDIK   Özellikle filyasyon ekiplerimizin ve filyasyonda kullandığımız araçlarımızın sayısını hızlı bir şekilde artırdık. Ki bu konuda Sayın Valimiz Davut Gül bize çok büyük destek verdi. Kendileri kiraladıkları araçları bize tahsis ettiler. Belediye Başkanımız Sayın Fatma Şahin olsun, Şahinbey ve Şehitkamil İlçe Belediye Başkanlarımız olsun, gerçekten bize bu konuda çok ciddi destek vererek özellikle araç ve personel konusunda bizlere büyük katkı sağladılar. Diğer ilçelerimizde de Belediye Başkanlarımız, Kaymakamlarımız süreci sahiplendiler. Böyle olunca sahaya biraz daha hakim olmayı başardık. Bu şekilde bir miktar da olsa süreci kontrol altına almayı başardık. Ama tabi sadece sahada filyasyonla yürüyecek bir şey değildi. Neticede hastalarımız, vakalarımız çıkıyordu ve bu vakaların hastanede tedavileri gerekiyordu. O süreci de Gaziantep’in kolay atlatması için ciddi bir çabamız oldu.  SADECE KASIM AYINDA YAKLAŞIK 160-170 TANE YENİ YOĞUN BAKIM YATAĞI AÇTIK Sadece kasım ayında özel hastanelerden de kamu hastanelerinden de destek alarak yaklaşık 160-170 tane yeni yoğun bakım yatağı açtık. Bu sayede ilimizde çok dramatik şeyler yaşanmadan süreci atlatmayı başardık. Sadece kamuda 51 tane, o dönemde hiç olmayan yeni yoğun bakım yatağı açmak suretiyle süreci daha kolay atlattık. Evet, tek tük duymuşsunuzdur belki: ‘Hasta yoğun bakım bekliyor.’ filan ama diğer illerle kıyasladığınızda bir nevi pozitif ayrım oldu bizim açımızdan. Bekleyen hastalarımızı maksimum 24 saat içerisinde yoğun bakımlara yerleştirmeyi başardık ve süreci en az hasarla atlatan illerden biri olmayı başardık bu sayede biz aslında.  ŞU ANDA O ZİRVENİN 70-80 AŞAĞISINA GELDİK AMA BUNU SÖYLERKEN BİRAZ TEREDDÜT EDEREK SÖYLÜYORUM. İNSANLAR DİNLEDİĞİ ZAMAN LÜTFEN REHAVETE KAPILMASINLAR Bizim vakada zirve yaptığımız dönem için konuşayım yani kasım ayının başlarında ikinci bir pik (zirve) yaşadık. O zirvede öyle abartıldığı gibi rakamlar yok yani televizyonlarda 3 binler, 6 binler, çok büyük rakamlar uçtu ama çok şükür öyle bir şey yaşamadık. Şu anda o zirvenin 70-80 aşağısına geldik ama bunu söylerken biraz tereddüt ederek söylüyorum. İnsanlarımız dinlediği zaman lütfen rehavete kapılmasınlar. Yani bu duruma gelebilmek için gerçekten çok büyük gayret gösterildi; gerek sağlık çalışanlarımız, gerek bize destek veren kurumlarımız; ilimizin Valisi başta olmak üzere, Belediye Başkanlarımız gerçekten çok büyük bir efor sarf ettiler bu konuda. Yani bitmiş değil. Azalması demek bizim bu işten kurtulduğumuz anlamına gelmiyor.  ANTEP’TE ŞU ANDA HASTALIĞI GEÇİRENLER 5’LİK RAKAMA TEKABÜL EDER, DAHA FAZLASI DEĞİL Mesela zaman zaman sosyal medyada görüyorum; ‘Antep’te hastalığı geçirmeyen kalmadı.’ Hayır, Antep’te şu anda hastalığı geçirenler 5’lik rakama tekabül eder, daha fazlası değil. Onun için çok daha dikkatli olmak zorundayız. Bu konularda kendimizi, çevremizi daha çok korumak zorundayız. İnsanları, biz uyarmak zorundayız. Bazen sokakta birbirimizi uyardığımız zaman belki tepki alıyoruz ama şu maskelerimizi takmak zorundayız.  MASKENİN GERÇEKTEN KORUYUCU ÖZELLİĞİ VAR Maske sadece Covid’e karşı korumayacak. Bu maske takıldığı sürece belki de biz bu kış grip, soğuk algınlığı gibi birçok hastalığı görmeyeceğiz. Gerçekten koruyucu özelliği var. Birbirimize bulaştırmayacağız. Bunlar çok çok önemli kriterler. O yüzden ne olur rehavete kapılmasınlar. Azalmak, bitmek değil. Biraz belki uç bir düşünce olabilir, belki imkânsız gibi görünebilir ama sahadaki tüm personelimiz, sağlık çalışanlarımız şuna motive: ‘Yeni yıla girdiğimizde acaba sıfır vakayla girer miyiz?’ Bu kadar motive çalışıyorlar. Onun için insanlarımızdan da biz bu konuda çok büyük yardım, destek bekliyoruz. Onlarla birlikte biz bunu başardık, onlarla birlikte başaracağız. Bize biraz daha destek verirlerse belki de imkânsız gibi görünen bu şeyi kırabiliriz. Dönem dönem Antep maalesef vakası konusunda birincilikle anıldı. Gerçi geçen Sayın Bakanımız sağ olsun en düşük il olarak bizi söyledi ama şunu beki dedirtebiliriz Sayın Bakanımıza: ‘Gaziantep öyle bir çalıştı, insanlar buna öyle bir inandı, sağlık çalışanlarımız o kadar destek verdiler ki biz 3 gündür, 5 gündür Antep’te vaka görmüyoruz.’ İmkânsız mı? Zor olsa da imkânsız diye bir şey yoktur.  HASTALARIMIZIN BİR ŞEKİLDE YOĞUN BAKIM DERDİNİN OLMASI GİBİ BİR ŞEY SÖZ KONUSU DEĞİL. HATTA BİRKAÇ GÜNDÜR DIŞARI İLLERDE SIKIŞAN YERLER OLDUĞUNDA ORALARDAN BİLE SEVK ALMAYA BAŞLADIK Şu anda bizim Covid hastaları için ayırdığımız yatak sayısı üzerinden baktığınızda, doluluk oranımız 45’lerde. Servis yataklarımızda herhangi bir sıkıntımız, bir takılmamız yok. Yoğun bakım doluluk oranlarımıza baktığımızda da şu an 70’lerdeyiz. Dolayısıyla şu an herhangi bir şekilde takılmamız, beklememiz, hastalarımızın bir şekilde yoğun bakım derdinin olması gibi bir şey söz konusu değil. Hatta birkaç gündür dışarı illerde sıkışan yerler olduğunda oralardan bile sevk almaya başladık. Vaka ve ölüm sayılarını izne tabi olduğu için söyleyemem ama artık korkacağımız düzeyde değil fakat rehavete kapılacağımız kadar da rahat olmayacağımız bir seviyedeyiz.  VAKA VE ÖLÜM SAYISINDAKİ DÜŞÜŞÜ OKULLARIN KAPANMASINA BAĞLAYABİLİRİZ Vaka ve ölüm sayısındaki düşüşü okulların kapanmasına bağlayabiliriz. Yaptığımız çalışmalar, vakalardaki yaş gruplarını incelediğimizde gördüğümüz biraz bunu gösteriyor aslına bakarsanız. Tabi bir tek okullar mı etkili oldu? Değil. Beraberinde sonradan uygulanmaya başlanan sokağa çıkma kısıtlamaları, haftasonu ortaya çıkan sokağa çıkma kısıtlamaları işimizi gerçekten çok kolaylaştırdı. Ekiplerimiz çalışırken daha kolay çalışmaya başladı. Filyasyon ekiplerimiz biraz daha rahat hareket etmeye başladılar. Gittikleri zaman evlerde karşılanmaları biraz daha kolay oldu. Gittikleri adreslerde insanları bulmaları kolaylaştı. Ki filyasyonun özü aslında budur: kişiyi evinde bulmak, tespit etmek, onu izole etmek, karantinaya almak, temaslılarını takip etmek ve temaslıların da bir şekilde izolasyona girmesini sağlamaktır. Bu konuda bize ciddi katkıları oldu. Bu da tabi ki bize otomatikman vaka, hasta ve tabi ki vefat sayılarında azalma olarak yansıdı.  ÇOCUKLAR ÇOK BÜYÜK ORANDA TAŞIYICI GİBİ GÖZÜKÜYOR Çocuklar çok büyük oranda taşıyıcı gibi gözüküyor. Semptom verdikleri zaman da erişkinler gibi değil. Bizdeki semptomları bir sayayım isterseniz, insanlarımız da belki kendilerini bir gözden geçirirler:  YETİŞKİNLERDE COVİD 19 SEMPTOMLARI - Ateşi artık eskisi kadar görmüyoruz yani bir yıl önce bu hastalık ortaya çıktığında ‘En çok semptom ne diye?’ sorsanız, ‘Ateş, öksürük, boğaz ağrısı ve baş ağrısı.’ diyorduk. Şu an bize başvuran hastalarımızın 10’unu geçmiyor ateşle başvuran.  - Daha çok kas ağrıları, özellikle sırt bölgesinde kas ağrıları.  - Ağızda acıma veya tat kaybı. Burunda koku kaybı. - Halsizlik, iştahsızlık.  - Zaman zaman baş ağrısı, eklem ağrıları.  - Öksürük, nefes darlığı.  Yetişkinler bunlar ve bunlara benzer şikâyetlerle başvuruyorlar fakat çocuklarda biz bunların hiçbirini nerdeyse hiç görmüyoruz. Çocuklarda en çok arkadaşlarımızın bize ilettikleri, denk geldiklerini söyledikleri semptomlar: ÇOCUKLARDA COVİD 19 SEMPTOMLARI -    Hafif ateş -    Birkaç gün halsizlik, bitkinlik, yorgunluk hmeleri -    Burun akıntısı Bu şikâyetler hekim olmasanız, hekim olsanız bile şu an Covid olmasa bizim açımızdan ‘Çocuk soğuk almış veya grip olmuştur.’ diye düşünülüyor. Dolayısıyla aileler bu düşünceden yola çıkarak çocuklarında Covid olmadığını düşünüyorlar. Zaten evde çocuklarımızla, eşlerimizle maskeyle oturmuyoruz. Dolayısıyla çocuklardan bunu almak, yakalanmak bu hastalığa biraz daha kolay oluyor maalesef.       
Gaziantep İl Sağlık Müdürü Dr. Ümit Mutlu Tiryaki, kentin korona virüs vaka ve ölüm oranındaki düşüşünü açıkladı; Gazianteplileri rehavete kapılmamaları yönünde uyardı. Mega Haber’in sorularını yanıtlayan Dr. Tiryaki, çalışmalarının sonucunda eylül ayında düşüşe geçen vaka sayısının okulların açılmasıyla yükseldiğini; şu anda kasım ayının başlarında yaşanan ikinci pikin (zirve), 80 aşağısına gelindiğini söyledi ve düşüşün nasıl sağlandığını anlattı. Tiryaki, yoğun bakımlardaki doluluk oranını da: “Hastalarımızın bir şekilde yoğun bakım derdinin olması gibi bir şey söz konusu değil. Hatta birkaç gündür dışarı illerde sıkışan yerler olduğunda oralardan bile sevk almaya başladık.” sözleriyle açıkladı.

EYLÜL AYINDA GAZİANTEP TÜRKİYE GÜNDEMİNDEN ÇIKMAYI BAŞARMIŞTI 

“Ben 17 Ağustos tarihi itibariyle göreve geldim. Zaten geldiğim zaman Gaziantep’in durumu ortadaydı. Özellikle korona virüsle ilgili maalesef Türkiye gündeminde yer alan bir kentti burası. Onunla ilgili ciddi çalışmalar yapmamız gerekiyordu. Başlar başlamaz cumartesi ve pazar da dahil olmak üzere gece saat 10-11’lere kadar burada bizim Bakanlıktan görevlendirilmiş olan saha koordinatörlerimizle birlikte süreci değerlendirmeye başladık. 

‘Neler yapabiliriz, ne yapıldı, üzerine ne ekleyebiliriz?’ diye ciddi bir çalışma, plân temposuna girdik ama maalesef 9. günümde korona virüse ben yakalandım. O tabi ister istemez işlerimizi biraz aksattı. Biraz da ağır geçirdim, yaklaşık 21 gün bu hastalıkla boğuşmak zorunda kaldım ama tabi bu beni işimden alıkoymadı. Evde dinlenmem gereken süreyi telefonla; internet üzerinden bilgisayarla, zoomla çalışarak geçirdim. Hatta Bakan Beyle zaman zaman video konferanslar yaparak idare etmeye çalıştım. Fena da bir ivme yakalamadık. İyileşip görevimin başına geçtikten sonra tekrardan bu süreci yürütmeye çalıştık. Sonunda da zaten hepiniz biliyorsunuz, eylül ayı gibi çalışmalarımız sonuç verdi. Vaka sayılarımız düştü, Gaziantep Türkiye gündeminden çıkmayı başarmıştı o zaman için. 

OKULLARIN AÇILMASI VAKA SAYILARINDAKİ ARTIŞI TETİKLEDİ

Vaka sayılarındaki yükselme Gaziantep’e özel değildi, aslında Türkiye’ye de özel değildi, Dünya’da birden bire ciddi bir yükselme oldu. Çok net olmamakla birlikte Dünya’da da okulların açılması, bizde de okulların açılması, dolaşımın biraz artması bunu tetikledi. Bu aslında belki de beklenen bir şeydi. Tabi bunu fark eder etmez biz yine ek tedbirler almak durumunda kaldık. Yaptığımız çalışmaları tekrar gözden geçirdik. ‘Ani artışla nasıl başa çıkabiliriz?’ Bunun plânlarını yapmaya başladık. 

ÖZELLİKLE FİLYASYON EKİPLERİMİZİN VE FİLYASYONDA KULLANDIĞIMIZ ARAÇLARIMIZIN SAYISINI HIZLI BİR ŞEKİLDE ARTIRDIK

 
Özellikle filyasyon ekiplerimizin ve filyasyonda kullandığımız araçlarımızın sayısını hızlı bir şekilde artırdık. Ki bu konuda Sayın Valimiz Davut Gül bize çok büyük destek verdi. Kendileri kiraladıkları araçları bize tahsis ettiler. Belediye Başkanımız Sayın Fatma Şahin olsun, Şahinbey ve Şehitkamil İlçe Belediye Başkanlarımız olsun, gerçekten bize bu konuda çok ciddi destek vererek özellikle araç ve personel konusunda bizlere büyük katkı sağladılar. Diğer ilçelerimizde de Belediye Başkanlarımız, Kaymakamlarımız süreci sahiplendiler. Böyle olunca sahaya biraz daha hakim olmayı başardık. Bu şekilde bir miktar da olsa süreci kontrol altına almayı başardık. Ama tabi sadece sahada filyasyonla yürüyecek bir şey değildi. Neticede hastalarımız, vakalarımız çıkıyordu ve bu vakaların hastanede tedavileri gerekiyordu. O süreci de Gaziantep’in kolay atlatması için ciddi bir çabamız oldu. 

SADECE KASIM AYINDA YAKLAŞIK 160-170 TANE YENİ YOĞUN BAKIM YATAĞI AÇTIK

Sadece kasım ayında özel hastanelerden de kamu hastanelerinden de destek alarak yaklaşık 160-170 tane yeni yoğun bakım yatağı açtık. Bu sayede ilimizde çok dramatik şeyler yaşanmadan süreci atlatmayı başardık. Sadece kamuda 51 tane, o dönemde hiç olmayan yeni yoğun bakım yatağı açmak suretiyle süreci daha kolay atlattık. Evet, tek tük duymuşsunuzdur belki: ‘Hasta yoğun bakım bekliyor.’ filan ama diğer illerle kıyasladığınızda bir nevi pozitif ayrım oldu bizim açımızdan. Bekleyen hastalarımızı maksimum 24 saat içerisinde yoğun bakımlara yerleştirmeyi başardık ve süreci en az hasarla atlatan illerden biri olmayı başardık bu sayede biz aslında. 

ŞU ANDA O ZİRVENİN 70-80 AŞAĞISINA GELDİK AMA BUNU SÖYLERKEN BİRAZ TEREDDÜT EDEREK SÖYLÜYORUM. İNSANLAR DİNLEDİĞİ ZAMAN LÜTFEN REHAVETE KAPILMASINLAR

Bizim vakada zirve yaptığımız dönem için konuşayım yani kasım ayının başlarında ikinci bir pik (zirve) yaşadık. O zirvede öyle abartıldığı gibi rakamlar yok yani televizyonlarda 3 binler, 6 binler, çok büyük rakamlar uçtu ama çok şükür öyle bir şey yaşamadık. Şu anda o zirvenin 70-80 aşağısına geldik ama bunu söylerken biraz tereddüt ederek söylüyorum. İnsanlarımız dinlediği zaman lütfen rehavete kapılmasınlar. Yani bu duruma gelebilmek için gerçekten çok büyük gayret gösterildi; gerek sağlık çalışanlarımız, gerek bize destek veren kurumlarımız; ilimizin Valisi başta olmak üzere, Belediye Başkanlarımız gerçekten çok büyük bir efor sarf ettiler bu konuda. Yani bitmiş değil. Azalması demek bizim bu işten kurtulduğumuz anlamına gelmiyor. 
ANTEP’TE ŞU ANDA HASTALIĞI GEÇİRENLER 5’LİK RAKAMA TEKABÜL EDER, DAHA FAZLASI DEĞİL

Mesela zaman zaman sosyal medyada görüyorum; ‘Antep’te hastalığı geçirmeyen kalmadı.’ Hayır, Antep’te şu anda hastalığı geçirenler 5’lik rakama tekabül eder, daha fazlası değil. Onun için çok daha dikkatli olmak zorundayız. Bu konularda kendimizi, çevremizi daha çok korumak zorundayız. İnsanları, biz uyarmak zorundayız. Bazen sokakta birbirimizi uyardığımız zaman belki tepki alıyoruz ama şu maskelerimizi takmak zorundayız. 

MASKENİN GERÇEKTEN KORUYUCU ÖZELLİĞİ VAR

Maske sadece Covid’e karşı korumayacak. Bu maske takıldığı sürece belki de biz bu kış grip, soğuk algınlığı gibi birçok hastalığı görmeyeceğiz. Gerçekten koruyucu özelliği var. Birbirimize bulaştırmayacağız. Bunlar çok çok önemli kriterler. O yüzden ne olur rehavete kapılmasınlar. Azalmak, bitmek değil. Biraz belki uç bir düşünce olabilir, belki imkânsız gibi görünebilir ama sahadaki tüm personelimiz, sağlık çalışanlarımız şuna motive: ‘Yeni yıla girdiğimizde acaba sıfır vakayla girer miyiz?’ Bu kadar motive çalışıyorlar. Onun için insanlarımızdan da biz bu konuda çok büyük yardım, destek bekliyoruz. Onlarla birlikte biz bunu başardık, onlarla birlikte başaracağız. Bize biraz daha destek verirlerse belki de imkânsız gibi görünen bu şeyi kırabiliriz. Dönem dönem Antep maalesef vakası konusunda birincilikle anıldı. Gerçi geçen Sayın Bakanımız sağ olsun en düşük il olarak bizi söyledi ama şunu beki dedirtebiliriz Sayın Bakanımıza: ‘Gaziantep öyle bir çalıştı, insanlar buna öyle bir inandı, sağlık çalışanlarımız o kadar destek verdiler ki biz 3 gündür, 5 gündür Antep’te vaka görmüyoruz.’ İmkânsız mı? Zor olsa da imkânsız diye bir şey yoktur. 

HASTALARIMIZIN BİR ŞEKİLDE YOĞUN BAKIM DERDİNİN OLMASI GİBİ BİR ŞEY SÖZ KONUSU DEĞİL. HATTA BİRKAÇ GÜNDÜR DIŞARI İLLERDE SIKIŞAN YERLER OLDUĞUNDA ORALARDAN BİLE SEVK ALMAYA BAŞLADIK
Şu anda bizim Covid hastaları için ayırdığımız yatak sayısı üzerinden baktığınızda, doluluk oranımız 45’lerde. Servis yataklarımızda herhangi bir sıkıntımız, bir takılmamız yok. Yoğun bakım doluluk oranlarımıza baktığımızda da şu an 70’lerdeyiz. Dolayısıyla şu an herhangi bir şekilde takılmamız, beklememiz, hastalarımızın bir şekilde yoğun bakım derdinin olması gibi bir şey söz konusu değil. Hatta birkaç gündür dışarı illerde sıkışan yerler olduğunda oralardan bile sevk almaya başladık. Vaka ve ölüm sayılarını izne tabi olduğu için söyleyemem ama artık korkacağımız düzeyde değil fakat rehavete kapılacağımız kadar da rahat olmayacağımız bir seviyedeyiz. 

VAKA VE ÖLÜM SAYISINDAKİ DÜŞÜŞÜ OKULLARIN KAPANMASINA BAĞLAYABİLİRİZ

Vaka ve ölüm sayısındaki düşüşü okulların kapanmasına bağlayabiliriz. Yaptığımız çalışmalar, vakalardaki yaş gruplarını incelediğimizde gördüğümüz biraz bunu gösteriyor aslına bakarsanız. Tabi bir tek okullar mı etkili oldu? Değil. Beraberinde sonradan uygulanmaya başlanan sokağa çıkma kısıtlamaları, haftasonu ortaya çıkan sokağa çıkma kısıtlamaları işimizi gerçekten çok kolaylaştırdı. Ekiplerimiz çalışırken daha kolay çalışmaya başladı. Filyasyon ekiplerimiz biraz daha rahat hareket etmeye başladılar. Gittikleri zaman evlerde karşılanmaları biraz daha kolay oldu. Gittikleri adreslerde insanları bulmaları kolaylaştı. Ki filyasyonun özü aslında budur: kişiyi evinde bulmak, tespit etmek, onu izole etmek, karantinaya almak, temaslılarını takip etmek ve temaslıların da bir şekilde izolasyona girmesini sağlamaktır. Bu konuda bize ciddi katkıları oldu. Bu da tabi ki bize otomatikman vaka, hasta ve tabi ki vefat sayılarında azalma olarak yansıdı. 

ÇOCUKLAR ÇOK BÜYÜK ORANDA TAŞIYICI GİBİ GÖZÜKÜYOR

Çocuklar çok büyük oranda taşıyıcı gibi gözüküyor. Semptom verdikleri zaman da erişkinler gibi değil. Bizdeki semptomları bir sayayım isterseniz, insanlarımız da belki kendilerini bir gözden geçirirler: 

YETİŞKİNLERDE COVİD 19 SEMPTOMLARI

- Ateşi artık eskisi kadar görmüyoruz yani bir yıl önce bu hastalık ortaya çıktığında ‘En çok semptom ne diye?’ sorsanız, ‘Ateş, öksürük, boğaz ağrısı ve baş ağrısı.’ diyorduk. Şu an bize başvuran hastalarımızın 10’unu geçmiyor ateşle başvuran. 
- Daha çok kas ağrıları, özellikle sırt bölgesinde kas ağrıları. 
- Ağızda acıma veya tat kaybı. Burunda koku kaybı.
- Halsizlik, iştahsızlık. 
- Zaman zaman baş ağrısı, eklem ağrıları. 
- Öksürük, nefes darlığı. 

Yetişkinler bunlar ve bunlara benzer şikâyetlerle başvuruyorlar fakat çocuklarda biz bunların hiçbirini nerdeyse hiç görmüyoruz. Çocuklarda en çok arkadaşlarımızın bize ilettikleri, denk geldiklerini söyledikleri semptomlar:

ÇOCUKLARDA COVİD 19 SEMPTOMLARI

-    Hafif ateş
-    Birkaç gün halsizlik, bitkinlik, yorgunluk hmeleri
-    Burun akıntısı

Bu şikâyetler hekim olmasanız, hekim olsanız bile şu an Covid olmasa bizim açımızdan ‘Çocuk soğuk almış veya grip olmuştur.’ diye düşünülüyor. Dolayısıyla aileler bu düşünceden yola çıkarak çocuklarında Covid olmadığını düşünüyorlar. Zaten evde çocuklarımızla, eşlerimizle maskeyle oturmuyoruz. Dolayısıyla çocuklardan bunu almak, yakalanmak bu hastalığa biraz daha kolay oluyor maalesef. 
 
 
 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gaziantepgapgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.