deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ bahis siteleri bonus veren siteler 2024 deneme bonusu veren siteler canlı casino deneme bonusu veren siteler

Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir

Gaziantepli Sanayiciden ‘İşimizin Başındayız’ Çağrısı

GÜNDEM 03.04.2023 - 18:39, Güncelleme: 03.04.2023 - 18:39 6793+ kez okundu.
 

Gaziantepli Sanayiciden ‘İşimizin Başındayız’ Çağrısı

Takvimler 6 Şubat’ı gösterirken ülkemiz asrın felaketi olarak görülen iki büyük depremle sarsıldı. Sanayi kenti Gaziantep’in de aralarında bulunduğu 10 ilimizde üretimin sekteye uğraması ise ikinci bir deprem korkusunu beraberinde getirdi. 

Sanayicilerin deprem bölgesinden göç etmemesi için teşvikler verilmesi gerektiğini söyleyen SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, “Bizler iyi günde nasılsak kötü günde de işimizin başındayız. Sanayici, devlet, STK’lar el ele vererek, bu illeri yeniden ayağa kaldıracağız” diye konuştu.  Ülkemiz 6 Şubat tarihinde yaşadığı depremlerle büyük acılar yaşadı. 50 bin can bu enkazın altında yitip gitti. Yerin üstünde kalanlar için durum pek de farklı değil ne yazık ki… Evini, ocağını, iş yerini kaybedenler şehirlerini terk etmeye, doğup büyüdükleri evlerini arkalarında bırakmaya başladı…  SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, Türkiye’de İş Dünyası dergisinden Celal Toprak ve Hüsne Pamuk’a verdiği röportajda bunun çözüm olmadığını şu sözlerle anlattı:  “Sanayiciler komutanlar gibidir. Kaptanlar gemilerini terk eder mi, etmez. Bizler de kaptan olarak burayı terk edersek buradan giden iş insanları olur. İşimizin başındayız. Eğer buraları bırakır başka illere gidersek bizim gittiğimizi görenler de bizi takip eder.  Beyaz yakalı da gider; mavi yakalı da. O zaman Gaziantep şu andaki hareketliliği bulamaz. Bizler iyi günde nasılsak kötü günde de işimizin başındayız. Sanayici, devlet, STK’lar el ele vererek, bu illeri yeniden ayağa kaldıracağız.”  ASIL TEHLİKE; İŞ GÜCÜ KAYBI Depremler 10 şehirde 13 milyon 421 bin 699 kişinin yaşadığı bölgeyi etkilerken üretimin sekteye uğraması ise ikinci bir deprem korkusunu beraberinde getirdi.  Bu felaketle birlikte sanayi kuruluşlarının yara aldığını dile getiren Konukoğlu, “Sanayide yıkım olmadı ama iş gücü kaybı nedeniyle dolaylı bir şekilde yara aldı. Özellikle depremin üssü olan Kahramanmaraş başta olmak üzere deprem bölgeleri ciddi bir göç veriyor. İşte sanayi için asıl tehlike bu; yani iş gücü kaybı. Bunun önüne geçilmesi için de kalıcı konutların bir an önce inşa edilerek, insanlara güvenli kentlerin sağlanması önemli” diyerek çalışmaların öneminin ve çalışmalara hız verilmesi gerektiğinin altını çizdi.  “DEVLETİMİZ VE MİLLETİMİZLE BERABERİZ” SANKO Holding olarak deprem sonrası verdikleri ve verecekleri destekleri anlatan Konukoğlu, “Deprem felaketi sonrası Gaziantep Sanayi Odası, Gaziantep Ticaret Odası, Gaziantep Ticaret Borsası ve Organize Sanayi Bölgesi başkanları AFAD merkezinde adeta görevli anlayışı ile çalıştı. Kardeşim, SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, aynı zamanda Gaziantep Sanayi Odası Meclis Başkanı. O nedenle sürekli AFAD merkezde bulundu. Bu da SANKO’nun ve Konukoğlu Ailesinin yardımlarının belirlenmesinde etken oldu. Bölgede ihtiyaç olan her konuda gereken her türlü yardım yapıldı, yapılıyor. Devletimiz ve milletimiz varsa biz varız. Her zaman devletimiz ve milletimizle beraberiz” dedi. Abdulkadir Konukoğlu BU ENKAZIN ALTINDAN  BİRLİKTE ÇIKACAĞIZ Evin, ocağın, mahallen, sokağın her şeyden de önemlisi yaşanmışlıkların yerin altında kalıyor, sense yerin üstünde... Bir varmış, bir yokmuş gibi… 6 Şubat depremi için belki de şanslı olanları anlatıyor bu iki cümle. Bu hikâyede en şanssız olan ise yitip giden 50 bin can. Depremin yara açtığı illerden biri de sanayi kenti Gaziantep. Şehrin sanayideki en önemli kalelerinden biri olan SANKO Holding bu zorlu süreçte ulaşabildiği noktalara elini uzattı, yaraları tam anlamıyla kapatamasa da merhem oldu. Deprem felaketinin hem sosyal hem de ekonomik açıdan birtakım sorunları da beraberinde getireceği aşikar. Peki biz bu işin altından nasıl kalkacağız? SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu’nun söylediği şu iki cümle tüm ülkeye umut aşılar nitelikte: “Deprem felaketi ekonomiyi, ihracatı ve hayatın her alanını olumsuz etkiledi. Ama hızla ayağa kalkacağız. Önemli olan sanayinin çarklarının dönmesi. Devlet-millet el ele vererek bu badireyi birlikte atlatacağız.” Asrın felaketi olarak kayıtlara geçen Kahraman­maraş merkezli depremler, 10 şehirde 13 milyon 421 bin 699 kişinin yaşadığı bölgeyi etkilerken üretimin sekteye uğraması ikinci bir deprem korkusunu da beraberinde getirdi. Bu felaketle sanayi ku­ruluşları yıkılmadı ama yara aldı. Göçle birlikte sanayinin istihdam ayağı tehlike altına girerken, makro etkiler dışında sektörel etkilerin de görülebileceğine dikkat çekiliyor. Depremden etkilenen bölge Türkiye'nin toplam ihracatı­nın yüzde 8,5'ini toplam ithalatın yüzde 6,7'sini gerçekleştiri­yor. Gaziantep tek başına Türkiye ihracatının yüzde 4,4'ünü gerçekleştirirken ekonomistler ihracatta yıl genelinde bölge­den bir kaç milyar dolar kayıp beklediklerini söylüyor. Keza çöken hastanelerin, devasa depremden zarar gö­ren yolların ve iletim hatlarının yeniden inşası, barınma kaynaklı kısa orta ve uzun vadeli ihtiyaçlar, milyarlarca dolarlık harcama gerektirecek…. “Biz bu enkazın altından nasıl kalkacağız?” sorusunun yanıtı tüm çevreler tarafından merak konusuyken, bu soru­yu depremde yara alan kentlerden biri olan Gaziantep’in en önemli sanayicilerinden SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu’na yönelttik. Konukoğlu’nun yanıtı tüm ülkeye umut aşılar nitelikte oldu. 6 Şubat’ta yaşanılan deprem felaketinin hem sosyal hem de ekonomik açıdan birtakım sorunları da beraberinde getireceği aşikar. Peki biz bu işin altından nasıl kalkacağız. Bu noktada neler yapılması gerekiyor? Öncelikle bu tarz bir felaketi hiçbir ülkenin yaşama­masını diliyorum. Ölenlere Allah’tan rahmet, kalanlara sabırlar diliyorum. “Türkiye olarak bunun altından nasıl kalkarız” sorusuna gelirsek; hayatta her zaman zorluklar olacak, çileler de çekeceğiz. Bu noktada bu yıkımın altından kalkamamak gibi bir kaygımız yok. Gaziantep diğer illere göre biraz da olsa iyi bir durumda. Bu anlamda sanayinin de yavaş yavaş harekete geçtiğini gö­rüyoruz. Tam olmasa bile yavaş yavaş çalışmalara başladık. Burada yıkılan binaların yerine hızlıca yeni binalar dikilirse ve hasarlı olanlar da elden geçerse, depremin etkilediği tüm şehirlerin tekrar ayağa kalkacağına inancımız tam. DEPREMDEN ETKİLENEN BÖLGE TÜRKİYE'NİN TOPLAM İHRACATININ YÜZDE 8,5'İNİ TOPLAM İTHALATIN YÜZDE 6,7'SİNİ GERÇEKLEŞTİRİYOR. GAZİANTEP TEK BAŞINA TÜRKİYE İHRACATININ YÜZDE 4,4'ÜNÜ GERÇEKLEŞTİRİYOR. EKONOMİSTLER İHRACATTA YIL GENELİNDE BÖLGEDEN BİRKAÇ MİLYAR DOLAR KAYIP BEKLEDİKLERİNİ SÖYLERKEN, KONUKOĞLU GAZİANTEP’İN BİRKAÇ AY SONRA ESKİ GÜNLERİNE TEKRAR DÖNECEĞİNE DİKKAT ÇEKİYOR. YARDIM YARIŞI OLDU Öncelikle insanların barınma sorununu çözmek gerekiyor öyle değil mi? Evet, barınmanın yanı sıra insanların temizlik ve hijyen problemlerini de düşünmemiz gerekli. Ciddi anlamda faz­la bir nüfus çadırlarda kalıyor. Bu yerlerde tuvalet sorunu da büyük bir ihtiyaç. 6 Şubat’ta sadece Türkiye değil, tüm dünya büyük bir felaket yaşadı. Böyle zamanlar bize şunu gösterdi; bütün zorluklarda tüm Türkiye el ele olabiliyor. Tek yürek olabi­liyor. Tüm fikirler ortak bir paydada buluşabiliyor. Böyle bir felaketle bunu görmek istemezdik fakat bu süreç bize birbirimize ne denli sıkı kenetlendiğimizi gösterdi. Fakat esas sorun şimdi başlıyor. İnsanların cenazesi olur, millet taziyeye gelir ve sonra taziye biter, el etek çekilince işte o zaman düşünmeye başlanır… Şu anda Türkiye’nin sorunu da bu. Deprem bölgesine ilk günlerde inanılmaz bir yardım akışı oldu. Ama önemli olan bu yar­dımların bundan sonraki sürekliliği. Depremle hayatları bir anda yerle yeksan olan bölge insanlarımıza yapılan yardımların kesilmemesi önemli. Esas yardım bundan sonra gerekli. Yardımı bir anda değil, peyder pey yapma­lıyız. Başta yardımların gelip, ardından bir anda bıçak gibi kesilmesi kötü bir durum. Bu yardımlar bölge halkı ayağa kalkana kadar devamlılığını sürdürmeli. Askerlerimiz, AFAD, Kızılay ve sanayiciler baş­ta olmak üzere her kesim elinden geleni yaptı. Bu yardım elinin uzun bir süre daha devam etmesi, yaraların bir an evvel sarılmasında etkili olacaktır. Göçle birlikte sanayinin istihdam ayağı da büyük tehlike altında. Bu noktada hayata geçirilmesi gereken acil bir eylem planı söz konusu olur mu sizce? Gaziantep depremle birlikte bir yandan göç verirken diğer yandan da göç alıyor. Zamanın çözümü beraberinde getireceğine inanıyorum. Yani su akar yolunu bulur. Burada önemli olan yatırım hamlesinin sürekliliğidir. Diğer yandan Gaziantep’te sanayi kesiminden herhangi bir göç söz konu­su değil. Yani evet ortada bir göç var ama bunların arasında yatırımcı ve ticaret erbabı bulunmuyor. Sanayi kuruluşları yıkılmadı ama yara aldı. Sizce sanayiye ne gibi destekler verilmeli… Kimlere ne gibi görevler düşüyor? Adıyaman’daki tesisler Gaziantep’e göre daha fazla yara aldı. Bunların toparlanması zaman alacak ama en azın­dan iş başı yapıldı. İş başının yapılması da önemli. İnsanlar işe başlayınca dertleri unutuyor. Ama boşta durduğunuzda hep düşünceler sarıyor aklınızı. Sigortalı olan sanayi kuruluşlarına bilirkişiler hasar tespiti yapmaya başladı. Biz de her çalışanımıza 10 bin TL deprem desteğinde bulunduk. Evi olmayana, işi olmaya­na yardım ediyoruz. Evsiz kalan 1.000 kadar vatandaşımızı bir süre fabrikalarda ağırladık. Ez cümle ile sanayiciler ola­rak elimizden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyoruz. "SANAYİCİLER KOMUTAN GİBİDİR" “Evlerinizi bırakıp gitmeyin, ben ayrılmadım sizde ayrılmayın” diyor musunuz? “Sanayiciler komutanlar gibidir. Kaptanlar gemilerini terk eder mi, etmez. Bizler de kaptan olarak burayı terk edersek buradan giden iş insanları olur. İşimizin başındayız. Eğer buraları bırakır başka illere gidersek bizim gittiğimizi görenler de bizi takip eder. Beyaz yakalı da gider; mavi yakalı da. O zaman Gaziantep şu andaki hareketliliği bulamaz. Bizler iyi günde nasılsak kötü günde de işimizin başındayız. Sanayici, devlet, STK’lar el ele vererek, bu illeri yeniden ayağa kaldıracağız.” Peki fabrikalarda çalışan işçilerin hepsi işlerine döndü mü? Yüzde 100 demiyorum ama birçoğu işlerinin başına döndü. Gaziantep özelinde baktığımızda bir süre fabrikalar kapalıydı evet ama stoklarda ürünler vardı ve bu sayede işler devam etti. Bu anlamda Gaziantep’in üç ay içerisinde toparlanacağını tahmin ediyorum. Sanayide yıkım olmadı ama iş gücü kaybı nedeniyle dolaylı bir şekilde yara aldı. Özellikle depremin üssü olan Kahramanmaraş başta olmak üzere deprem bölgeleri ciddi bir göç veriyor. İşte sanayi için asıl tehlike bu; yani iş gücü kaybı. Bunun önüne geçilmesi için de kalıcı konutların bir an önce inşa edilerek, insanlara güvenli kentlerin sağlanması önemli. SANAYİDE YIKIM OLMADI AMA İŞ GÜCÜ KAYBI NEDENİYLE DOLAYLI BİR ŞEKİLDE YARA ALDI. ÖZELLİKLE DEPREMİN ÜSSÜ OLAN KAHRAMANMARAŞ BAŞTA OLMAK ÜZERE DEPREM BÖLGELERİ CİDDİ BİR GÖÇ VERİYOR. İŞTE SANAYİ İÇİN ASIL TEHLİKE BU; YANİ İŞ GÜCÜ KAYBI. BUNUN ÖNÜNE GEÇİLMESİ İÇİN DE KALICI KONUTLARIN BİR AN ÖNCE İNŞA EDİLEREK, İNSANLARA GÜVENLİ KENTLERİN SAĞLANMASI ÖNEMLİ. Depremle birlikte bir de bir göç gerçeği karşımıza duruyor. Göçün önlenmesi için neler yapılmalı? Evet deprem bölgelerinden diğer şehirlere yoğun bir göç söz konusu. Bunu kabul ediyoruz. Bu sanayi için cid­di bir iş gücü kaybı anlamına geliyor. Diğer yandan söz konusu bölgedeki sanayi tesislerinin ayağa kalkması için teşviklerin devlet tarafından artırılması gerekiyor. Tabii ki daha önceden de verilen 6’ncı bölge teşvikleri hiç yoktan iyi. Bunların da bölge için büyük faydası olur. Bu noktada sanayicileri buradan kaçırmamamız gerekiyor. Onlar kaçarsa ekonomik yönden bu iller kötüye gider ve her şey daha da kötüleşir. Üretimin durması bölge için ikinci bir felaket olur. “KÖTÜ GÜNDE DE İŞİMİZİN BAŞINDAYIZ” “Evlerinizi bırakıp gitmeyin, ben ayrılmadım sizde ayrılmayın” diyor musunuz? Sanayiciler komutanlar gibidir. Kaptanlar gemilerini terk eder mi, etmez. Bizler de kaptan olarak burayı terk edersek buradan giden iş insanları olur. İşimizin başındayız. Eğer buraları bırakır başka illere gidersek bizim gittiğimizi görenler de bizi takip eder. Beyaz yakalı da gider; mavi yakalı da. O zaman Gaziantep şu andaki hareketliliği bulamaz. Bizler iyi günde nasılsak kötü günde de işimizin başındayız. Sanayici, devlet, STK’lar el ele vererek, bu illeri yeniden ayağa kaldıracağız. ÜRETİMİN DURMASI İKİNCİ BİR FELAKET OLUR Deprem bölgelerinden diğer şehirlere yoğun bir göç söz konusu. Bunu kabul ediyoruz. Bu sanayi için ciddi bir iş gücü kaybı anlamına geliyor. Diğer yandan söz konusu bölgedeki sanayi tesislerinin ayağa kalkması için teşviklerin devlet tarafından artırılması gerekiyor. Tabii ki daha önceden de verilen 6’ncı bölge teşvikleri hiç yoktan iyi. Bunların da bölge için büyük faydası olur. Bu noktada sanayicileri buradan kaçırmamamız gerekiyor. Deprem felaketinin ekonomiye etkisi kısa ve orta vadede ne olacak? Keza çöken hastanelerin, devasa depremden zarar gören yolların ve iletim hatlarının yeniden inşası, barınma kaynaklı kısa orta ve uzun vadeli ihtiyaçlar, milyarlarca dolarlık harcama gerektirecek… Deprem felaketi ekonomiyi, ihracatı ve hayatın her ala­nını olumsuz etkiledi. Ama hızla ayağa kalkacağız. İhracat kanadında ise biraz düşme olabilir, ancak önümüzdeki yıllarda bunu da telafi ederiz. Önemli olan sanayinin çark­larının dönmesi. Devlet-millet el ele vererek bu badireyi atlatacağız. Devletimize, milletimize ve yatırımcılarımıza güveniyoruz. Deprem sonrası ne gibi destekler verdiniz? Bundan sonra neler yapmayı planlıyorsunuz? Deprem felaketi sonrası Gaziantep Sanayi Odası, Gaziantep Ticaret Odası, Gaziantep Ticaret Borsası ve Organize Sanayi Bölgesi başkanları AFAD merkezinde adeta görevli anlayışı ile çalıştı. Kardeşim, SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, aynı zamanda Gaziantep Sanayi Odası Meclis Başkanı. O nedenle sürekli AFAD merkezde bulundu. Bu da SANKO’nun ve Konukoğlu Ailesinin yardımlarının belirlenmesinde etken oldu. Bölgede ihtiyaç olan her konuda gereken her türlü yardım yapıldı, yapılıyor. Devletimiz ve milletimiz varsa biz varız. Her zaman devletimiz ve milletimizle beraberiz.
Takvimler 6 Şubat’ı gösterirken ülkemiz asrın felaketi olarak görülen iki büyük depremle sarsıldı. Sanayi kenti Gaziantep’in de aralarında bulunduğu 10 ilimizde üretimin sekteye uğraması ise ikinci bir deprem korkusunu beraberinde getirdi. 

Sanayicilerin deprem bölgesinden göç etmemesi için teşvikler verilmesi gerektiğini söyleyen SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, “Bizler iyi günde nasılsak kötü günde de işimizin başındayız. Sanayici, devlet, STK’lar el ele vererek, bu illeri yeniden ayağa kaldıracağız” diye konuştu. 

Ülkemiz 6 Şubat tarihinde yaşadığı depremlerle büyük acılar yaşadı. 50 bin can bu enkazın altında yitip gitti. Yerin üstünde kalanlar için durum pek de farklı değil ne yazık ki… Evini, ocağını, iş yerini kaybedenler şehirlerini terk etmeye, doğup büyüdükleri evlerini arkalarında bırakmaya başladı…  SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, Türkiye’de İş Dünyası dergisinden Celal Toprak ve Hüsne Pamuk’a verdiği röportajda bunun çözüm olmadığını şu sözlerle anlattı:  “Sanayiciler komutanlar gibidir. Kaptanlar gemilerini terk eder mi, etmez. Bizler de kaptan olarak burayı terk edersek buradan giden iş insanları olur. İşimizin başındayız. Eğer buraları bırakır başka illere gidersek bizim gittiğimizi görenler de bizi takip eder.  Beyaz yakalı da gider; mavi yakalı da. O zaman Gaziantep şu andaki hareketliliği bulamaz. Bizler iyi günde nasılsak kötü günde de işimizin başındayız. Sanayici, devlet, STK’lar el ele vererek, bu illeri yeniden ayağa kaldıracağız.” 

ASIL TEHLİKE; İŞ GÜCÜ KAYBI Depremler 10 şehirde 13 milyon 421 bin 699 kişinin yaşadığı bölgeyi etkilerken üretimin sekteye uğraması ise ikinci bir deprem korkusunu beraberinde getirdi.  Bu felaketle birlikte sanayi kuruluşlarının yara aldığını dile getiren Konukoğlu, “Sanayide yıkım olmadı ama iş gücü kaybı nedeniyle dolaylı bir şekilde yara aldı. Özellikle depremin üssü olan Kahramanmaraş başta olmak üzere deprem bölgeleri ciddi bir göç veriyor. İşte sanayi için asıl tehlike bu; yani iş gücü kaybı. Bunun önüne geçilmesi için de kalıcı konutların bir an önce inşa edilerek, insanlara güvenli kentlerin sağlanması önemli” diyerek çalışmaların öneminin ve çalışmalara hız verilmesi gerektiğinin altını çizdi. 

“DEVLETİMİZ VE MİLLETİMİZLE BERABERİZ” SANKO Holding olarak deprem sonrası verdikleri ve verecekleri destekleri anlatan Konukoğlu, “Deprem felaketi sonrası Gaziantep Sanayi Odası, Gaziantep Ticaret Odası, Gaziantep Ticaret Borsası ve Organize Sanayi Bölgesi başkanları AFAD merkezinde adeta görevli anlayışı ile çalıştı. Kardeşim, SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, aynı zamanda Gaziantep Sanayi Odası Meclis Başkanı. O nedenle sürekli AFAD merkezde bulundu. Bu da SANKO’nun ve Konukoğlu Ailesinin yardımlarının belirlenmesinde etken oldu. Bölgede ihtiyaç olan her konuda gereken her türlü yardım yapıldı, yapılıyor. Devletimiz ve milletimiz varsa biz varız. Her zaman devletimiz ve milletimizle beraberiz” dedi. Abdulkadir Konukoğlu BU ENKAZIN ALTINDAN  BİRLİKTE ÇIKACAĞIZ Evin, ocağın, mahallen, sokağın her şeyden de önemlisi yaşanmışlıkların yerin altında kalıyor, sense yerin üstünde... Bir varmış, bir yokmuş gibi… 6 Şubat depremi için belki de şanslı olanları anlatıyor bu iki cümle. Bu hikâyede en şanssız olan ise yitip giden 50 bin can. Depremin yara açtığı illerden biri de sanayi kenti Gaziantep. Şehrin sanayideki en önemli kalelerinden biri olan SANKO Holding bu zorlu süreçte ulaşabildiği noktalara elini uzattı, yaraları tam anlamıyla kapatamasa da merhem oldu. Deprem felaketinin hem sosyal hem de ekonomik açıdan birtakım sorunları da beraberinde getireceği aşikar. Peki biz bu işin altından nasıl kalkacağız? SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu’nun söylediği şu iki cümle tüm ülkeye umut aşılar nitelikte: “Deprem felaketi ekonomiyi, ihracatı ve hayatın her alanını olumsuz etkiledi. Ama hızla ayağa kalkacağız. Önemli olan sanayinin çarklarının dönmesi. Devlet-millet el ele vererek bu badireyi birlikte atlatacağız.” Asrın felaketi olarak kayıtlara geçen Kahraman­maraş merkezli depremler, 10 şehirde 13 milyon 421 bin 699 kişinin yaşadığı bölgeyi etkilerken üretimin sekteye uğraması ikinci bir deprem korkusunu da beraberinde getirdi. Bu felaketle sanayi ku­ruluşları yıkılmadı ama yara aldı. Göçle birlikte sanayinin istihdam ayağı tehlike altına girerken, makro etkiler dışında sektörel etkilerin de görülebileceğine dikkat çekiliyor. Depremden etkilenen bölge Türkiye'nin toplam ihracatı­nın yüzde 8,5'ini toplam ithalatın yüzde 6,7'sini gerçekleştiri­yor. Gaziantep tek başına Türkiye ihracatının yüzde 4,4'ünü gerçekleştirirken ekonomistler ihracatta yıl genelinde bölge­den bir kaç milyar dolar kayıp beklediklerini söylüyor. Keza çöken hastanelerin, devasa depremden zarar gö­ren yolların ve iletim hatlarının yeniden inşası, barınma kaynaklı kısa orta ve uzun vadeli ihtiyaçlar, milyarlarca dolarlık harcama gerektirecek…. “Biz bu enkazın altından nasıl kalkacağız?” sorusunun yanıtı tüm çevreler tarafından merak konusuyken, bu soru­yu depremde yara alan kentlerden biri olan Gaziantep’in en önemli sanayicilerinden SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu’na yönelttik. Konukoğlu’nun yanıtı tüm ülkeye umut aşılar nitelikte oldu. 6 Şubat’ta yaşanılan deprem felaketinin hem sosyal hem de ekonomik açıdan birtakım sorunları da beraberinde getireceği aşikar. Peki biz bu işin altından nasıl kalkacağız. Bu noktada neler yapılması gerekiyor? Öncelikle bu tarz bir felaketi hiçbir ülkenin yaşama­masını diliyorum. Ölenlere Allah’tan rahmet, kalanlara sabırlar diliyorum. “Türkiye olarak bunun altından nasıl kalkarız” sorusuna gelirsek; hayatta her zaman zorluklar olacak, çileler de çekeceğiz. Bu noktada bu yıkımın altından kalkamamak gibi bir kaygımız yok. Gaziantep diğer illere göre biraz da olsa iyi bir durumda. Bu anlamda sanayinin de yavaş yavaş harekete geçtiğini gö­rüyoruz. Tam olmasa bile yavaş yavaş çalışmalara başladık. Burada yıkılan binaların yerine hızlıca yeni binalar dikilirse ve hasarlı olanlar da elden geçerse, depremin etkilediği tüm şehirlerin tekrar ayağa kalkacağına inancımız tam. DEPREMDEN ETKİLENEN BÖLGE TÜRKİYE'NİN TOPLAM İHRACATININ YÜZDE 8,5'İNİ TOPLAM İTHALATIN YÜZDE 6,7'SİNİ GERÇEKLEŞTİRİYOR. GAZİANTEP TEK BAŞINA TÜRKİYE İHRACATININ YÜZDE 4,4'ÜNÜ GERÇEKLEŞTİRİYOR. EKONOMİSTLER İHRACATTA YIL GENELİNDE BÖLGEDEN BİRKAÇ MİLYAR DOLAR KAYIP BEKLEDİKLERİNİ SÖYLERKEN, KONUKOĞLU GAZİANTEP’İN BİRKAÇ AY SONRA ESKİ GÜNLERİNE TEKRAR DÖNECEĞİNE DİKKAT ÇEKİYOR. YARDIM YARIŞI OLDU Öncelikle insanların barınma sorununu çözmek gerekiyor öyle değil mi? Evet, barınmanın yanı sıra insanların temizlik ve hijyen problemlerini de düşünmemiz gerekli. Ciddi anlamda faz­la bir nüfus çadırlarda kalıyor. Bu yerlerde tuvalet sorunu da büyük bir ihtiyaç. 6 Şubat’ta sadece Türkiye değil, tüm dünya büyük bir felaket yaşadı. Böyle zamanlar bize şunu gösterdi; bütün zorluklarda tüm Türkiye el ele olabiliyor. Tek yürek olabi­liyor. Tüm fikirler ortak bir paydada buluşabiliyor. Böyle bir felaketle bunu görmek istemezdik fakat bu süreç bize birbirimize ne denli sıkı kenetlendiğimizi gösterdi. Fakat esas sorun şimdi başlıyor. İnsanların cenazesi olur, millet taziyeye gelir ve sonra taziye biter, el etek çekilince işte o zaman düşünmeye başlanır… Şu anda Türkiye’nin sorunu da bu. Deprem bölgesine ilk günlerde inanılmaz bir yardım akışı oldu. Ama önemli olan bu yar­dımların bundan sonraki sürekliliği. Depremle hayatları bir anda yerle yeksan olan bölge insanlarımıza yapılan yardımların kesilmemesi önemli. Esas yardım bundan sonra gerekli. Yardımı bir anda değil, peyder pey yapma­lıyız. Başta yardımların gelip, ardından bir anda bıçak gibi kesilmesi kötü bir durum. Bu yardımlar bölge halkı ayağa kalkana kadar devamlılığını sürdürmeli. Askerlerimiz, AFAD, Kızılay ve sanayiciler baş­ta olmak üzere her kesim elinden geleni yaptı. Bu yardım elinin uzun bir süre daha devam etmesi, yaraların bir an evvel sarılmasında etkili olacaktır. Göçle birlikte sanayinin istihdam ayağı da büyük tehlike altında. Bu noktada hayata geçirilmesi gereken acil bir eylem planı söz konusu olur mu sizce? Gaziantep depremle birlikte bir yandan göç verirken diğer yandan da göç alıyor. Zamanın çözümü beraberinde getireceğine inanıyorum. Yani su akar yolunu bulur. Burada önemli olan yatırım hamlesinin sürekliliğidir. Diğer yandan Gaziantep’te sanayi kesiminden herhangi bir göç söz konu­su değil. Yani evet ortada bir göç var ama bunların arasında yatırımcı ve ticaret erbabı bulunmuyor. Sanayi kuruluşları yıkılmadı ama yara aldı. Sizce sanayiye ne gibi destekler verilmeli… Kimlere ne gibi görevler düşüyor? Adıyaman’daki tesisler Gaziantep’e göre daha fazla yara aldı. Bunların toparlanması zaman alacak ama en azın­dan iş başı yapıldı. İş başının yapılması da önemli. İnsanlar işe başlayınca dertleri unutuyor. Ama boşta durduğunuzda hep düşünceler sarıyor aklınızı. Sigortalı olan sanayi kuruluşlarına bilirkişiler hasar tespiti yapmaya başladı. Biz de her çalışanımıza 10 bin TL deprem desteğinde bulunduk. Evi olmayana, işi olmaya­na yardım ediyoruz. Evsiz kalan 1.000 kadar vatandaşımızı bir süre fabrikalarda ağırladık. Ez cümle ile sanayiciler ola­rak elimizden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyoruz. "SANAYİCİLER KOMUTAN GİBİDİR" “Evlerinizi bırakıp gitmeyin, ben ayrılmadım sizde ayrılmayın” diyor musunuz? “Sanayiciler komutanlar gibidir. Kaptanlar gemilerini terk eder mi, etmez. Bizler de kaptan olarak burayı terk edersek buradan giden iş insanları olur. İşimizin başındayız. Eğer buraları bırakır başka illere gidersek bizim gittiğimizi görenler de bizi takip eder. Beyaz yakalı da gider; mavi yakalı da. O zaman Gaziantep şu andaki hareketliliği bulamaz. Bizler iyi günde nasılsak kötü günde de işimizin başındayız. Sanayici, devlet, STK’lar el ele vererek, bu illeri yeniden ayağa kaldıracağız.” Peki fabrikalarda çalışan işçilerin hepsi işlerine döndü mü? Yüzde 100 demiyorum ama birçoğu işlerinin başına döndü. Gaziantep özelinde baktığımızda bir süre fabrikalar kapalıydı evet ama stoklarda ürünler vardı ve bu sayede işler devam etti. Bu anlamda Gaziantep’in üç ay içerisinde toparlanacağını tahmin ediyorum. Sanayide yıkım olmadı ama iş gücü kaybı nedeniyle dolaylı bir şekilde yara aldı. Özellikle depremin üssü olan Kahramanmaraş başta olmak üzere deprem bölgeleri ciddi bir göç veriyor. İşte sanayi için asıl tehlike bu; yani iş gücü kaybı. Bunun önüne geçilmesi için de kalıcı konutların bir an önce inşa edilerek, insanlara güvenli kentlerin sağlanması önemli. SANAYİDE YIKIM OLMADI AMA İŞ GÜCÜ KAYBI NEDENİYLE DOLAYLI BİR ŞEKİLDE YARA ALDI. ÖZELLİKLE DEPREMİN ÜSSÜ OLAN KAHRAMANMARAŞ BAŞTA OLMAK ÜZERE DEPREM BÖLGELERİ CİDDİ BİR GÖÇ VERİYOR. İŞTE SANAYİ İÇİN ASIL TEHLİKE BU; YANİ İŞ GÜCÜ KAYBI. BUNUN ÖNÜNE GEÇİLMESİ İÇİN DE KALICI KONUTLARIN BİR AN ÖNCE İNŞA EDİLEREK, İNSANLARA GÜVENLİ KENTLERİN SAĞLANMASI ÖNEMLİ. Depremle birlikte bir de bir göç gerçeği karşımıza duruyor. Göçün önlenmesi için neler yapılmalı? Evet deprem bölgelerinden diğer şehirlere yoğun bir göç söz konusu. Bunu kabul ediyoruz. Bu sanayi için cid­di bir iş gücü kaybı anlamına geliyor. Diğer yandan söz konusu bölgedeki sanayi tesislerinin ayağa kalkması için teşviklerin devlet tarafından artırılması gerekiyor. Tabii ki daha önceden de verilen 6’ncı bölge teşvikleri hiç yoktan iyi. Bunların da bölge için büyük faydası olur. Bu noktada sanayicileri buradan kaçırmamamız gerekiyor. Onlar kaçarsa ekonomik yönden bu iller kötüye gider ve her şey daha da kötüleşir. Üretimin durması bölge için ikinci bir felaket olur. “KÖTÜ GÜNDE DE İŞİMİZİN BAŞINDAYIZ” “Evlerinizi bırakıp gitmeyin, ben ayrılmadım sizde ayrılmayın” diyor musunuz? Sanayiciler komutanlar gibidir. Kaptanlar gemilerini terk eder mi, etmez. Bizler de kaptan olarak burayı terk edersek buradan giden iş insanları olur. İşimizin başındayız. Eğer buraları bırakır başka illere gidersek bizim gittiğimizi görenler de bizi takip eder. Beyaz yakalı da gider; mavi yakalı da. O zaman Gaziantep şu andaki hareketliliği bulamaz. Bizler iyi günde nasılsak kötü günde de işimizin başındayız. Sanayici, devlet, STK’lar el ele vererek, bu illeri yeniden ayağa kaldıracağız. ÜRETİMİN DURMASI İKİNCİ BİR FELAKET OLUR Deprem bölgelerinden diğer şehirlere yoğun bir göç söz konusu. Bunu kabul ediyoruz. Bu sanayi için ciddi bir iş gücü kaybı anlamına geliyor. Diğer yandan söz konusu bölgedeki sanayi tesislerinin ayağa kalkması için teşviklerin devlet tarafından artırılması gerekiyor. Tabii ki daha önceden de verilen 6’ncı bölge teşvikleri hiç yoktan iyi. Bunların da bölge için büyük faydası olur. Bu noktada sanayicileri buradan kaçırmamamız gerekiyor. Deprem felaketinin ekonomiye etkisi kısa ve orta vadede ne olacak? Keza çöken hastanelerin, devasa depremden zarar gören yolların ve iletim hatlarının yeniden inşası, barınma kaynaklı kısa orta ve uzun vadeli ihtiyaçlar, milyarlarca dolarlık harcama gerektirecek… Deprem felaketi ekonomiyi, ihracatı ve hayatın her ala­nını olumsuz etkiledi. Ama hızla ayağa kalkacağız. İhracat kanadında ise biraz düşme olabilir, ancak önümüzdeki yıllarda bunu da telafi ederiz. Önemli olan sanayinin çark­larının dönmesi. Devlet-millet el ele vererek bu badireyi atlatacağız. Devletimize, milletimize ve yatırımcılarımıza güveniyoruz. Deprem sonrası ne gibi destekler verdiniz? Bundan sonra neler yapmayı planlıyorsunuz? Deprem felaketi sonrası Gaziantep Sanayi Odası, Gaziantep Ticaret Odası, Gaziantep Ticaret Borsası ve Organize Sanayi Bölgesi başkanları AFAD merkezinde adeta görevli anlayışı ile çalıştı. Kardeşim, SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, aynı zamanda Gaziantep Sanayi Odası Meclis Başkanı. O nedenle sürekli AFAD merkezde bulundu. Bu da SANKO’nun ve Konukoğlu Ailesinin yardımlarının belirlenmesinde etken oldu. Bölgede ihtiyaç olan her konuda gereken her türlü yardım yapıldı, yapılıyor. Devletimiz ve milletimiz varsa biz varız. Her zaman devletimiz ve milletimizle beraberiz.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gaziantepgapgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.