Erkek işi değil haber işi : Kadın gazetecilerin eşitlik mücadelesi
Erkek işi değil haber işi : Kadın gazetecilerin eşitlik mücadelesi
“Gazetecilik erkek işi”, “Kadından haber müdürü mü olur?” “Muhabir kadrosu yok ama çay ve temizlik için başvurabilirsin”…
“Gazetecilik erkek işi”, “Kadından haber müdürü mü olur?” “Muhabir kadrosu yok ama çay ve temizlik için başvurabilirsin”…
“Gazetecilik erkek işi”, “Kadından haber müdürü mü olur?” “Muhabir kadrosu yok ama çay ve temizlik için başvurabilirsin”… Gazeteci olmak isteyen hemen her genç, deneyimli gazetecilerden, “Başka meslek yap, hiç uğraşma” ifadelerini duymuştur. Ancak kadın gazetecilerin mücadelesi daha da zorlu…
Gazeteciler Platformunda yayımlanan haber şu şekilde:
Kadın gazeteciler, hem basın sektörünün hem de sektörde kadın olmanın güçlüklerini yaşıyorlar. Açmaları gereken kapılar sektöre girdiklerinde de bitmiyor. Sadece eşit koşullarda çalışabilmek için bitmek bilmeyen bir kendini kanıtlama mücadelesi vermek zorundalar. Bu mücadeleyi yerel basında vermek ise çok daha zorlu… Gaziantep’te meslek hayatlarını sürdüren kadın gazeteciler, bir yandan bu zorluklarla boğuşurken, diğer yandan haber üretmeye, aktarmaya çalışıyorlar. Kimi, “ben kadından emir almam” diyen erkek gazetecilerle, kimi “muhabirlik kadrosu yok, çay ve temizlik için başvuru yapabilirsin” diyen anlayışla mücadele ediyor.
Gaziantep, yerel basının güçlü olduğu kentlerden biri. Kentte bulunan Gaziantep Üniversitesi bünyesinde İletişim Fakültesi de mevcut. Kentte hem alaylı, hem mektepli gazeteciler çalışıyor. Kadın çalışan sayısı ise az. Kadın gazeteciler Deniz Yemişenlioğlu Yükselir, Gülşah Sert ve Jiyan Cin, Gaziantep basınını, kadın gazetecilerin ortaklaşan sorunlarını, yerel basında kadın gazetecilerin yaşadıklarını anlattı.
“Her işi yaptım”
Bir dönem Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu’nda da yer alan, Kanal 27’nin Yayın Yönetmenliği’ni yürüten Deniz Yemişenlioğlu Yükselir, üniversiteyi bitirdikten sonra İstanbul’da Hürriyet Gazetesi’nde adliye muhabirliği yaptığını, daha sonra Gaziantep’te çalışmaya başladığını söylüyor. Şöyle aktarıyor yaşadıklarını:
“Gazetecilik kesinlikle fedakârlık isteyen bir meslek. Bu mesleği çok para kazanmak isteyen ya da rahatına düşkün olanlar kesinlikle tercih etmemeli. Neredeyse günde 18 saat bilfiil çalıştığınız bu meslekte 24 saat telefonunuzun açık olması gerekiyor. Ben, üniversitedeyken mesleğe adım attım. İstanbul’da görev yaptım ardından Gaziantep’e geldim. Yerel medyada çalışmak oldukça zor… İmkânlar kısıtlı olduğu için her işi yapmak mecburiyetinde kalıyorsunuz. Kanal 27 ‘de Genel Yayın Müdürlüğü’nün yanı sıra haber müdürlüğü, haber spikerliği, program sunuculuğu, seslendirme, muhabirlik, hatta muhasebe bile yaptım. İmkânlar kısıtlı olduğu için her işi yapmak mecburiyetinde kalıyorsunuz. Mesleğimi çok severek yaptığım için sabahlardan gece yarılarına kadar duraksız çalıştım. Herkes bayram tatili yaparken ben çalışıyordum.”
“Kadından emir almam’ diyorlardı”
“ERKEKLERE GÖRE BİR KADIN BU MESLEĞİ TERCİH ETMEMELİ”
Deniz Yemişenlioğlu Yükselir
Yemişenlioğlu, Gaziantep’te mesleğe bakışın giderek farklılaştığını anlatırken, deneyimlerini şöyle özetledi:
“Erkeklere göre bir kadın bu mesleği tercih etmemeli. Mesleği sevmesem inanın yapamazdım. Yaşadığım zorlukları düşününce bunu daha iyi anlıyorum. Şu an içinse maddi olarak kaynak bulamayan ve bu nedenle kendini geliştirme imkânı bulamayan basın yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Mesleğe ilk başladığımda kadın olmanın getirdiği zorluklarla çok karşılaştım. Gaziantep’e gelip haber müdürlüğü yapmaya başladığımda kameraman arkadaşlarımı habere yönlendirdim. Kadın bir müdürleri olduğunu duyan diğer kameraman arkadaşlar, ‘Bir kadından emir mi alınır?’ diyerek çalışma arkadaşlarımı doldurmuşlar. Akşam hiçbir haber yapmadan gelip bana ‘Kolaysa sen git yap. Bize emirler yağdırma vs.’ gibi çıkışları oldu. Birkaç ay sabırla bekledim. Çalışma arkadaşlarımla, onları kışkırtan arkadaşlar hata yaptıklarını anlayıp bir süre sonra benden özür dilediler. Sıkıntı sadece çalıştığınız iş yerinde de olmuyor. Bir haber peşindeyken, ‘Kadın halinle bu işi neden yapıyorsun? Git, evlen çoluk çocuğunla uğraş’ gibi akıl almaz öneri sunanlar da oluyor. Bunun yanı sıra sözlü tacizde bulunanlar, iyi niyetinizi farklı algılayıp gece gündüz haber bahanesiyle arayanlar… Kadın gazetecileri galiba hafife alıyorlar. Hedef olarak direkt kadınlara saldırıyorlar. Psikolojik olarak çok etkilensem de bu tür saldırılar, asla motivasyonumu bozmadı. İşimi sevdiğim için zorluklarına da katlanıyorum.”
“En büyük sorun özgürlük”
Gülşah Sert
Cemiyet Dergisi’nin editörlüğünü yapan, 17 yıllık gazeteci Gülşah Sert’se, mesleğe Gaziantep’te başlamış. Diğer kadınlara oranla şanslı olduğunu vurgulayan Sert, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Benim için gazetecilikteki en büyük sorun kadın-erkek eşitsizliğinden ziyade özgürlük. Bunu bu kadar rahat söylüyor olabilmemin sebebi ise mesleğe başladığım yılların kısıtlamalara, engellemelere çok da maruz kalmadığımız yılların olmasıdır. Şu anda da kentte yayın hayatını devam ettiren. Kadınları konu edinen Cemiyet Dergisinin editörlüğünü yapıyorum ancak sıcak haber yaptığım yıllarda habere ulaşmada, haber yapmada sıkıntı yaşadığımı söyleyemem. Ayrımcılığa da maruz kaldığımı söyleyemem. 2000’li yılların başlarında Gaziantep’in ilk kadın spor yazarı olmam ve sonrasında yine Gaziantep’in tek kadın TSYD üyesi olarak erkek egemen bir sektörde yer almam da bence bunun önemli göstergelerinden biri. Bu konuda şanslı kadın gazetecilerden olduğumu söyleyebilirim rahatlıkla. Benden bağımsız bakacak olursak konuya haber ajanslarının özellikle asayiş haberleri ve çalışma saatleri gibi sebeplerle kadından ziyade erkek muhabirleri tercih ettiği dönemler oldu. Bu durum her dönem ajanslarda kadın muhabir sayısıyla aynı paralelde ilerledi. Şu anda da aynı tercihin yaşandığını gözlemliyorum. Bence sektörümüzün en büyük sorunu ‘basın ve ifade özgürlüğü’, susturulan gazeteciler ve yayın organları. Zaten rakamlar ve istatistikler de bunu ortaya koyuyor.”
“Habere iki kişi gitmeye çalışıyoruz …”
Jiyan Cin
Reform Haber’de gazetecilik hayatını sürdüren Jiyan Cin ise yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Gaziantep’te 4 yıldır muhabirlik yapıyorum. Muhabir olarak çalıştığım bu süreçte kadın olmanın zorluklarını başından beri yaşıyorum. Diğer kadın muhabirler gibi ben de sahada çalışırken erkek muhabirler karşısında dezavantajlıydım. Erkek egemen bakış açısına göre muhabirlik kadına göre bir iş değildi, çünkü erkeğe tüm çalışma alanlarında görüldüğü gibi ‘avantajlı’ olduğu için daha uygun görülüyordu. Kadınlar bu meslekte ancak ekran karşısında düşünüldü. Kameraman ya da sahada çalışan kadınlara çok alışık değilizdir, çünkü ‘erkek işi’ algısı var. Tüm zorluklara rağmen keyifle yapıyorum. Önemsiz görünse değinmek istiyorum, bir ofiste çay ve temizlik işlerine bakan eleman yoksa bu işler için direkt kadınlar işaret edilir. Erkek arkadaşlar bunu sorgulasa fena olmaz. Bir yere röportaja, habere giderken de birtakım korkulardan kaynaklı sürekli iki kişi gitmeye çalışıyoruz.”
“Sadece çay ve temizlik”
Gazeteci Cin, şöyle devam ediyor:
“İş başvurularına değinecek olursak da şimdiye kadar yaptığım iş başvurularında cinsiyet ayrımcılığı ile karşılaşmadım ama kadın olduğu için iş başvuruları reddedilen veya sadece çay, temizlik işleri için kendilerine olumlu cevap verilebileceği söylenen kadın arkadaşlarım da oldu. Bazı kadınlar da evli ya da hamile olduğu için ya işten çıkarılıyor ya da işe alınmıyor. Mesleğimizin çalışma saatlerinin esnek olması da reddedilme sebepleri arasında yerini alıyor tabi. Kadınların basın sektöründe yaşadığı bu gibi sorunlara alıştık sanırım. ‘Gazetecilik erkek işidir’ anlayışını değiştirmemiz gerekiyor. Gaziantep’te basın çalışanı olan kadınlar az sayıda olsa da gazeteciliğin sadece erkek işi olmadığını gösteren örneklerin olması beni mutlu ediyor. Ve Türkiye’de bu fikri çürüten çok başarılı kadın gazeteciler var.” (Kaynak Gazeteciler Platformu)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.