Her zaman ki gibi bilgisayarın başına geçip başladık düşünmeye. Konumuz ne olsun diye. Kafamızda bir sürü konu vızır vızır dolaşıyor. Hangisini yazalım diye?...
Malumunuz gündem yerel seçimler. Ancak onu bir kenara bırakıyoruz. Sonra 19 şubattan sonra uygulamaya girecek yüzde 26’lık ilaç zammını düşünüyoruz. Burada durup düşünüyoruz. Sonra bu meselede bizi ilgilendirmiyor deyip vazgeçiyoruz. Ve iyi niyetli olmanın ve insanı sevmenin iyi mi kötü mü olduğu mevzuya geliyoruz…
Bendeniz başkalarını bilmem ama şahsım olarak ne iyi niyetli olmanın nede insanı gerçekten yürekten sevmenin faydasını göremedim. Siz bu konuda ne kadar hassas olsanız da başkaları aynı duyarlılığı göstermiyor. İki yüzlülük, riyakarlık ve menfaatçilik hep ön planda geliyor. Dost diye sarıldığınız insanların her zaman ihanetine uğruyorsunuz. Kıskançlığın verdiği sinsi duygular hep size zarar veriyor. Kimse kimseye yardımcı olmaya, destek çıkmaya ya da sorununuzu çözmeye yardımcı olmuyor. Aksine daha da tam tersini yapıyor. Egolarını bir türlü tatmin edemeyen bunun için de kötü duygularını ön plana çıkaranların hayatınızda her zaman karamsarlığa yol açmasından kurtulamıyorsunuz…
Ben yıllarca güzel insan ilişkileri için çabaladım ama bir türlü başaramadım. Sürekli ihanete uğradım. Her kes çıkarı için birbirini kullanmayı adet haline getirmiş. Eğer o insanın işine yarıyorsanız o an için iyisiniz. Sonrası mı, sonrası adınızı bile hatırlamaz…
Ve sonunda şuna karar veriyorum. Hani derler ya, ‘’insanoğlu çiğ süt emmiştir her şey beklenir.!’’ O nedenle konuyu daha fazla uzatmadan noktalıyor ve herkes kendine yakışanı yapar diyorum…