Yazacağımız bu yazının faydası olur mu olmaz mı bilemiyorum ama biz yinede içimizdekileri daha doğrusu vatandaşların da duygularını dile getirelim ve takdiri büyüklerimize bırakalım…
Mevzumuz liyakat…
Önce liyakat kelimesinin anlamına bakalım. Ne demekmiş liyakat?
- Layık olma, yaraşırlık, yakışma, uygunluk.
- Yeterlilik, yetenek..
Liyakat kelimesinin net karşılığı aynen böyle imiş. Şimdi gelelim bu liyakat meselesine. Malumunuz olduğu üzere ülkemizde devlet babanın yığınla resmi kurumları vardır. Bunların amacı işleyiş özelliklerine göre vatandaşlara hizmet vermektir. Bu hizmetlerin aksaksız şekilde verilebilmesi için de görevlilerin tecrübeli ve deneyimli, kurum amirlerinin de liyakatlı olması gerekir ki hizmetin sorunsuz iletilmesi sağlansın..
Çünkü sonuçta hepimiz insanız hata yapabiliriz. O nedenle resmi kurumlarda da olması normaldir. Bunun için kurum amiri ne kadar liyakatlı olursa o kadar faydalı olur. Memurun gözden kaçan hatalarını amiri yakalar ve düzeltir. Bu işler böyledir. Yok eğer amir liyakatlı olmazsa hata gözden kaçar. Acısını da vatandaş çeker. Sonra vatandaşlar durumun getirdiği sıkıntıyla çözüm yolları için çareler arar. Siyasetçiye gider, eşe dosta gider. Sonra da bu işi yapanlar ya da hataya sebep olanlar bu kez de o kişiye neden öyle davrandın diyerek işi daha da çıkmaza sürükler..
O nedenle biz deriz ki;
Yüce Devletimizin Bakanları bakanlıklarına atayacakları Müdürlerde mutlaka liyakat aramalıdır. Yani adama göre makam değil, makama göre kişi seçmelidirler. Bu şekilde hareket edilmezse sağlıklı hizmet alınması aksayabilir..