Merhaba sevgili okurlar. Bu haftaki yazıma başlamadan önce Türkiye'nin 11 ilinde meydana gelen depremin hepimizi çok sarstığını ve yüreğimizin en derinlerinde tarifsiz bir acı yaşadığımızı belirtmek istiyorum. Ne yazık ki hayatımız boyunca unutamayacağımız  büyük acılara şahit olduk. Çok zor ve travmatik bir sürecin içindeyiz. Geçen bu süreçte acı haberlere üzülürken, enkaz altından sağ çıkanlara sevindik. Depremi bizzat yaşayan anneler ve babalarla birlikte ekran başında olayları izleyen ya da duyan çocuklar da bu büyük ve tarifsiz acıya ortak oldular. Depremin etkisinde kalan çocuklar sarsıntının yanı sıra bir yandan ailelerini diğer yandan arkadaşlarını ve sevdiklerini kaybettiler. Bu süreçte depremden etkilenen çocuklar için uzmanlarla görüşerek naçizane düşüncelerimi ve tavsiyeleri kaleme almak istedim. Doğal afetlerde en çok tedirgin olduğumuz konular çocuklar oluyor. Haliyle söz konusu çocuklar ve bebekler olunca boğazım düğümlenerek defalarca yazıp siliyorum. Evet malesef ki söylenildiği ve yazıldığı gibi kolay olmuyor yaşanılanlar, fakat evlatlarımız için anne ve baba olarak her zaman güçlü durmalıyız. Çünkü onların en güvenli sığınağı bizleriz... ÇOCUKLARA DEPREM NASIL ANLATILMALI? Depremi çocuklara yara almadan anlatmak maalesef mümkün olmuyor. Ancak bilinçli bir şekilde yaklaşırsak en az hasarla onlara yol gösterebiliriz. İşte bundan dolayı sizler için  çocuk psikiyatristi ve çocuk psikoloğu tavsiyelerine de açıklık getirmek isterim. Birçok uzmana göre; çocuklar her zaman büyüklerini rol alırlar, bu sebepten dolayı yetişkinler olabildiğince soğukkanlı olmalılar. Çocuklara deprem ile ilgili bilinç kazandırırken yaşına uygun olarak gereğinden fazla ayrıntıya girmeden olabildiğince basit ve yalın bir dil kullanılarak depremin anlatılması gerekir. Depremin güneşin batması, yağmurun yağması gibi bir doğa olayı olduğunu ancak nadiren yaşandığını söyleyebilirsiniz. Yaş gruplarına göre daha da ayrıntılı doğal afet bilincine ise şöyle açıklık getirebiliriz; 0-2 yaş olayları anlamaz, anlamlandıramaz. O yüzden herhangi bir açıklamaya gerek yok. Ancak evdeki kaygı ve panik halini fark edebilirler ve bu karmaşadan dolayı huzursuz olabilirler. Böyle anlarda anne ve baba sakin iken bebeğine sık sık sarılarak ve  kucaklayarak  onları rahatlatacaktır. 3-4  yaş arası ise; evdeki panik ve kaygı dikkatini çeker.  Medyada dram içeren müzikler eşliğinde yer alan görüntüleri rahatlıkla anlayabilir. Yolunda gitmeyen şeyler olduğunu fark ederler. Görüntülere ve konuşmalara şahit olmadıkça açıklamaya gerek yok. Bu yaş gruplarında dikkat edilmesi gereken en önemli nokta medya araçlarında görüntülere şahit olmamalarıdır. 5-6 yaş çocuklar ise; yaşananları, gördüklerini ve duyduklarını rahatlıkla anlayabilirler. Doğa olaylarını anlayabilecekleri için doğal felaketlerden ve bunların insanları nasıl etkileyeceğinden olağan şekilde bahsedilebilir. Ölüm kavramını tam olarak oturtamasalar da gidenin geri gelmeyeceği mesajını anlayabilirler. Burada dikkat edilmesi gereken travmatik ölüm senaryoları anlatılmamalıdır. 6-7 yaş arasındaki çocuklar; gördükleri ve duyduklarını rahatlıkla anlayabilirler. Yaşamın içinde olan dramatik olayları da bilmeli gerektiği durumda kendilerini koruyabilmek için gerekli önlemleri alabilmelidirler. Ölüm kavramını anlayabilirler. Bu sebeple sade ve yalın bir vurgu yapılmalıdır. Diğer yaş aralıklarında olduğu gibi mümkün olduğunca rahatsız edici boyutta travmatik görüntülere şahit olmamalarında fayda var. Yaşadığımız zor ve üzücü süreçte şefkatli ve anlayışlı olmaya özen göstermeli, sevgimizi her fırsatta yavrularımıza  hissettirmeliyiz. Unutmayın çocuğunuzu en iyi siz tanırsınız, tepkilerinde tuhaflık ya da aşırılık hissettiğinizde destek almayı ihmal etmemelisiniz. Yaşanan felaket sonrası tüm ülkemizin başı sağ olsun... Bir sonraki yazımda tekrar görüşmek üzere, sağlıkla kalın ..