Meseleyi öyle bir noktaya getirdiler ki, toplantıdan nasıl bir karar çıkacağını tartışıyorlar. Bu son derece komik ve bir o kadar da akıl dışı bir başlıktır. Zira ülkede öyle bir algı yönetimi yapıldı ki, faizin yüksekliği bile hedeflenen enflasyon kıyaslamasıyla ele alınıyor.
Perşembe günkü toplantıdan diyelim ki 250 ya da 500 baz puan artış çıktı ya da diyelim ki faizlere dokunmadı ve sabit bıraktı. Ne fark edecek? Şu anda gerçek enflasyonu bir kenara koyalım, açıklanan enflasyonun neredeyse yüzde 20 altında eksi faiz uyguluyoruz.
Hatta faizleri düşürmek için kriter kabul edip sonra unuttuğumuz çekirdek enflasyonun bile 25 puana yakın altındayız. Diyorlar ki, faizle ilgili karar kredi maliyetlerini yükseltecek. Siz şu anda açıklanan faiz oranıyla mı muhatap olduğunuzu düşünüyorsunuz?
Kredi almaya kalktığınızda maliyet hesaplarına dikkatle bakarsanız, başka kalemler altında en az açıklanan enflasyon kadar faiz ödediğinizin farkında değil misiniz? Dışarıda borç alınan bir paranın zararına satılabileceğini aklınız kesiyor mu?
Günün sonunda o maliyeti karşılıyorsunuz ve sadece adı faiz oranı kısmında yazmıyor. Eğer bunun farkında değilseniz, finansal okur yazarlığınızda ciddi bir eksiklik var demektir. Çünkü finans kuruluşları bedava ya da zararına para dağıtılan noktalar değildir.
Lakin konu öyle bir mecraya getirildi ki, sanki yüzde 36 enflasyon gerçekleşmiş, biz de onun üzerinde faiz uyguluyoruz, bunu da arttırdıkça finansman maliyetlerimiz yükseliyor gibi konuşuluyor.
Size kötü bir haberim var. Yüzde 36 Merkez Bankası ve ekonomi yönetiminin hedef enflasyonu. Yani ortada gerçekleşmiş böyle bir enflasyon yok. Olmasını ümit ediyorlar. Bunu nasıl yaptıkları ya da yapacakları ayrı bir tartışma konusu.
Ama gerçek olan, gerçekliği bile tartışmalı haldeki yüzde 65 enflasyon. Dolar kurunuzdan faiz oranlarınıza kadar bunun üzerinden bir hesaplama yapmıyorsanız, ödediğiniz maliyetin farkında değilsiniz demektir.
Bu nedenle finans piyasası aktörü gibi beklenti satın almak yerine, önünüzdeki maliyetlerin gerçekliğine bakın. Çünkü siz paradan para kazanmıyor ve maliyet altına girerek mal ya da hizmet üretiyorsanız, bu bedeli ödüyorsunuz ya da ödetiyorsunuz anlamına gelir.
Kimi zaman kredi maliyetleriyle, kimi zaman sermaye erimesiyle, kimi dem de faiz dışı kalemlerde şişirilen başlıklarla bunun bedelini ödemiyor olma ihtimaliniz yok. Ülke büyük bir akıl tutulması içinde yüzde 36 hedeflemesinin üzerinden maliyet ve ekonomi tartışıyor.
Bu nedenle Perşembe günü Merkez Bankası’nın alacağı karar, açıklanan enflasyonun üzerinde ya da yakınında bir faiz oranını temsil etmiyorsa, eksi faiz vermeye devam eden haliyle mevduat toplama ihtimali olmayan ekonomi özelliğiniz sürüyordur. Bu kadar basit.