Pandemide solunum rehabilitasyonuna talep arttı
Uzmanlar, Covid-19 sonrası nefes darlığı ve yorgunluk şikayetleri olan hastaların da solunum rehabilitasyonu programlarına dahil edildiğini, pandemi sürecinde solunum rehabilitasyonuna talebin arttığını söylüyor.
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Görevlisi, NP Feneryolu Tıp Merkezi Fizyoterapist Filiz Eyüboğlu, Covid- 19 enfeksiyonu sonrası nefes darlığı ve yorgunluk şikayeti olan hastalara da uygulanan solunum rehabilitasyonu tedavisi hakkında önemli bilgiler paylaştı.
Kronik akciğer hastalarına uygulanıyor
Fizyoterapist Öğr. Görevlisi Filiz Eyüboğlu, solunum rehabilitasyonu tedavisini şöyle tanımladı:
“Günümüzde solunum yani pulmoner rehabilitasyon, kronik akciğer hastalarına uygulanan, standart tıbbi tedavinin etkinliğini artırmanın yanı sıra fonksiyonel düzeyi ve günlük yaşam aktivitelerindeki bağımsızlığı da geliştiren bir programdır. Hastaya özel egzersiz eğitimi ile birlikte, davranış değişikliği ve hasta eğitimi gibi yaklaşımları içeren kapsamlı uygulamalar bütünü olduğunu söyleyebiliriz. Solunum rehabilitasyonu, kronik solunum hastalıkları tedavisinin standart bir bileşeni olarak kabul ediliyor. Ayrıca hedeflerinden biri de elde edilen kazanımların kalıcı olmasını sağlamaktır.”
Nefes darlığını azaltmak önemli
Özellikle uzun süreli hastane yatışlarının mevcut kronik hastalıklar ile birlikte kas güçsüzlüğüne neden olabildiğine dikkat çeken Eyüboğlu, “Covid-19 tanısı ile hastaneye yatışı olan bireylerin çoğunun kardiyovasküler ve diyabet gibi ek hastalıkları bulunuyor. Hastalığın kötü yan etkileri, nefes darlığı ve uzun süreli hareketsizlik sonucunda ortaya çıkabilecek kas güçsüzlüklerini önlemek için erken dönemde hatta yoğun bakım sürecinde hastaların rehabilitasyon programına alınmaları gerekebiliyor. Taburcu olduktan sonra özellikle devam eden nefes darlığı ve yorgunluk da varsa kişiler daha az hareket etme eğiliminde olabiliyor. Bu süreçte hastaların fiziksel aktivitelerini arttırmaları yönünde teşvik edilmeleri büyük önem taşıyor. Ağır egzersizleri bu dönemde önermiyoruz. Kişiye özgü hazırlanmış düşük veya orta şiddetli egzersiz programlar ile fonksiyonel kapasiteyi korumaya ve arttırmaya çalışıyoruz. Buradaki amaç nefes darlığını azaltmak, fiziksel gücü iyileştirmek ve kişinin bağımsız bir şekilde günlük yaşam aktivitelerini yapmasını sağlamaktır. Yine bu dönemde bulaş riski yüksek olan hastalar için elektronik ortamlar kullanılarak hastalar rehabilitasyon programlarına dahil edilebiliyor ” dedi.
Covid-19 hastaları rehabilitasyona alınıyor
Hastalarda kas güçsüzlüğünü azaltmak için kol, bacak ve solunum kaslarının kuvvetlendirilmesi gerektiğini belirten Eyüboğlu, “Kol ve bacak kaslarının güçlenmesi solunumu da destekleyerek nefes darlığı ile baş etmeyi kolaylaştırıyor. Kişilerin kapsamlı rehabilitasyon programına alınmasını ise taburcu olduktan 6-8 hafta sonrası için öneriliyor. Hastanede yatış süreci olmayan fakat Covid-19 sonrası nefes darlığı ve yorgunluk şikayetleri olan kişiler de solunum rehabilitasyonu programlarına dahil ediliyor. Nefes darlığı ile baş etme yöntemleri ve egzersizler, alanında uzman fizyoterapistler tarafından kişiye özel hazırlanmalı. ” diye konuştu.
Bu hastalıklarda başarıyla uygulanabiliyor
Eyüboğlu, solunum rehabilitasyonu programının başta kronik obstruktif akciğer hastalığı olarak tanımlanan KOAH olmak üzere astım, bronşektazi, interstisyel akciğer hastalıkları, obstruktif uyku apne sendromu (OSAS), kistik fibrozis, göğüs duvarı hastalıkları, nöromusküler hastalıklar, akciğer nakli öncesi ve sonrası, akciğer kanseri, obezite ile ilişkili tüm akciğer hastalıklarında başarı ile uygulanabildiğini ifade etti.
Az hareket nefes darlığını artırıyor
Solunum problemi yaşayan çoğu hasta grubunun nefes darlığı nedeni ile az hareket ettiğine işaret eden Eyüboğlu, “Az hareket etmek nefes darlığını daha fazla artırıyor ve hastalar kısır döngü içine giriyor. Solunum rehabilitasyonu, bu hastalarda solunum problemlerinden kaynaklanan yakınmaların önlenmesi ve azaltılması, egzersiz ve fonksiyonel kapasitenin arttırılması, nefes darlığı ile baş etmeyi sağlarken kişinin günlük yaşam aktivitelerinde bağımsızlaşmasına da katkıda bulunuyor. Günlük fonksiyonların ve sağlığa bağlı yaşam kalitesinin en uygun düzeye getirilmesi amaçlanıyor” ifadelerini kullandı.
Covid – 19 sürecinde talep arttı
Covid-19 sürecinde solunum rehabilitasyonuna talebin arttığına dikkat çeken Eyüboğlu, “Fakat ilginin artması özellikle sosyal medyada çok fazla bilgi kirliliğini de birlikte getirdi. Pandeminin devam ettiği ve hastalığa yakalanan kişilerin hastanede ya da evde semptomatik veya asemptomatik olarak geçirdikleri unutulmamalı. O yüzden solunum rehabilitasyon programları, konusunda uzman bir sağlık ekibi tarafından eşlik eden diğer hastalıklarda göz önünde bulundurularak hastaya ve hastalık sürecine özel olarak hazırlanmalı” dedi.