CHP'li Meriç: İktidar Basını Susturarak Çürümüşlüğünü Örtmeye Çalışıyor
"Muhalefeti Susturma Operasyonu" CHP Gaziantep Milletvekili Melih Meriç, son iki haftada muhalif siyasetçilere, gazetecilere, sanatçılara ve toplumsal muhalefetin farklı kesimlerine yönelik baskıların hız kesmeden devam ettiğini belirterek şunları söyledi: "Hukukun siyasallaştığı, adaletin iktidarın sopasına dönüştüğü bir ortamda, haklarında işlem başlatılan isimlerin sayısı giderek artıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu hakkında iki yeni soruşturma açılırken, ünlü oyuncular Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu hakkında da soruşturma başlatıldı. Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ ve oyuncu menajeri Ayşe Barım tutuklandı. CHP Gençlik Kolları Başkanımız Cem Aydın ve gazeteci Şirin Payzın hakkında soruşturma açılırken, şimdi de gazeteci Barış Pehlivan, sunucu Seda Selek ve Serhan Asker gözaltına alındı. İktidar, muhalif olan herkesi susturmaya, korkutmaya çalışıyor. Gazetecileri gözaltına alarak, siyasetçileri ve sanatçıları soruşturmalarla yıldırarak bir korku imparatorluğu yaratmaya çalışıyorlar. Ancak unutmasınlar, ne halk susar ne de biz geri adım atarız. Bu düzeni hep birlikte değiştireceğiz!" Türkiye, 2012 Yılında Dünya Basın Özgürlüğü Kara Listesinde Yer Aldı Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CPJ) 2012 raporuna göre, Türkiye o yıl dünyada en fazla gazetecinin cezaevinde bulunduğu ülke konumundaydı. Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Meriç, şunları söyledi: "49 gazetecinin demir parmaklıklar arkasında olduğu bildirilen bu dönemde, basın özgürlüğü sadece bir hayalden ibaretti. 2013 yılında bu sayı 40’a düşse de, aynı yıl CHP’nin yayımladığı rapora göre toplamda 65 gazetecinin mesleki faaliyetleri nedeniyle cezaevinde olduğu kaydedildi. 2022 yılı sonuna gelindiğinde ise toplamda 848 gazetecinin tutuklandığı açıklandı." "Vahim Tablo Hâlâ Devam Ediyor" Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın (TGS) 2024 yılı verilerine göre, Türkiye'de hâlâ 18 gazeteci ve medya çalışanı cezaevinde bulunuyor. Meriç, bu tabloya ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: "Türkiye'de gazeteciler artık gerçeği yazmanın bedelini tutuklulukla ödüyor. İktidarın en büyük korkusu, halkın gerçekleri öğrenme ihtimali. Bu yüzden gazetecileri susturmaya çalışıyor." "Özgür Basın Yoksa Demokrasi de Yok" Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF) 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre Türkiye, 180 ülke arasında 158. sırada yer alıyor. Bu tabloyu değerlendiren Meriç, şunları söyledi: "İktidar, basını susturarak çürümüşlüğünü örtmeye çalışıyor. Türkiye’nin dünyada bu kadar geri sıralarda yer alması, basının özgür olmadığını gösteriyor. Bu ülkede yalnızca basın değil; avukatlar, sanatçılar, aydınlar da baskı altında. Halkın haklarını savunacak tüm sesler susturulmak isteniyor." "Öldürülen Gazeteciler Kanayan Yara" Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne göre, 1909’dan bu yana Türkiye’de 68 gazeteci mesleki faaliyetleri nedeniyle öldürüldü. Bu acı tabloyu hatırlatan Meriç, şu ifadeleri kullandı: "Bu cinayetlerin çoğu faili meçhul olarak kalırken, yıllardır hepimizin içinde kanayan bir yara olarak iz bırakmaya devam ediyor. Bu ülke, gazetecilerini koruyamayan, onları hedef gösteren bir düzen içinde. Özgür basının susturulması, demokrasinin susturulmasıdır." "Mesele Sandıktan İbaret Değil" Meriç, Türkiye’de artan sansür ve baskılara karşı mücadele çağrısında bulunarak şu mesajı verdi: "Bu düzeni yaratanlardan, baskıyla halkı susturmaya çalışanlardan kurtulmak zorundayız. Gazetecilerin kaleminin kırıldığı, avukatların susturulduğu, halkın haklarının gasp edildiği bir ülkede adaletten bahsetmek mümkün değildir. Mesele sadece sandık değil. Bu toplum, ses çıkarma olanaklarını yaratmalı, dayanışmayı güçlendirmeli ve örgütlü bir mücadeleyle bu karanlığı yırtmalı. Ancak o zaman özgür bir Türkiye'yi kurabiliriz."