Medical Point sağlık üssü oldu

Hastanenin birbirinden başarılı hekimleri ile özel röportaj gerçekleştiren dergimiz her doktorun kendi alanı ile ilgili merak edilenleri ve yeni tedavi yöntemlerini konuştu. Doç. Dr. Mehmet Solakhan ve Doç. Dr. Osman Barut Ürolojik kanserler, Romatoloji Uzmanı Doç. Dr. Nuh Ataş,Romatoid Artrit (RA), Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Vuslat Boşnak ise güncel Influenza Salgını hakkında Memohaber Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Taşçı'nın sorularını yanıtladı.   87 bin 800 metrekare alana sahip olan üç hastanelerinde toplam 668 hasta yatağı, 107 yoğun bakım ünitesi, 131 yeni doğan küvözü, 196 poliklinik, 22 ameliyathanenin yer aldığını söyleyen Kubba, “Erişkin yan dal branşlarımız; Alerji/İmmunoloji, Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Gastroenteroloji, Girişimsel Radyoloji, Hematoloji, Nefroloji, Tıbbi Onkoloji, Romatoloji, Yoğun Bakım olarak dikkat çekmektedir. Çocuk Cerrahisi, Çocuk Endokrinolojisi, Çocuk Psikiyatrisi, Çocuk Gastroenterolojisi, Çocuk Alerji ve İmmunoloji Hastalıkları, Çocuk Nörolojisi ve Neonatoloji (Yenidoğan) ise çocuk yan dal branşlarımızdır. Bunun yanında öne çıkan hizmetlerimiz ise, Erişkin Kök Hücre ve Kemik İliği Nakil Merkezi, Onkoloji Merkezi, IVF Merkezi, Denge Merkezi, Yapay Zeka Tabanlı 3 Tesla MR, Organ Nakli, Girişimsel Radyoloji, Kanser Cerrahisi, Radyasyon Onkolojisi/Truebam, Nükleer Tıp/PET CT, Dermatoloji ve Kozmetoloji Ünitesi, Gamma Knife, Proktoloji Ünitesi, Lutesyum ve İyot Tedavi Merkezi, Klinik Araştırmalar Merkezi ve bu üniteleri ileriye taşıyan ARGE Çalışmaları’dır. 2020 ile 2022 yılında hastanelerimizde 2,9 milyon hastamız, acil servis, yataklı servis ve poliklinik hizmetlerimizde tedavi olmuştur. Söz konusu yıllarda 140 bin hastamıza cerrahi olarak işlem yapılmıştır. Son üç yılda ise Almanya başta olmak üzere, 116 ülkeden 98 bin 879 yurtdışı misafirimizi şifa ile evine uğurladık ve her yıl artan trendle hizmet vermeye devam edeceğiz” diye konuştu.Hastanelerinin ulusal ve uluslararası kalite ve akreditasyon belgelerine sahip olduğuna vurgu yapan Kubba, “2014 yılında sağlık alanında uluslararası kalite akreditasyonu olan JCI belgesini almaya hak kazandık. 2015’te Sentez Sağlık A.Ş. Türkiye’de en hızlı büyüyen yüz şirketten biri oldu. 2016 yılında Avrupa Kalite Vakfı EFQM Ege büyük ödülünün sahibi olduk. 2018’de illere göre vergi rekortmenleri sıralamasında ikinciliğimiz oldu. SAS Sağlıkta Akreditasyon Standartları  (Hastane Akreditasyonu), ISO 50001:2018 Enerji Yönetim Sistemi, ISO 10002:2018 Müşteri Memnuniyeti Yönetimi, Sıfır Atık Belgesi, TÜRKAK  15189 Laboratuvar Akreditasyonu  belgelerine sahip ve ulusal çapta da çok sayıda proje ve inovatif faaliyette etkin rol almaktayız. 2021 yılında TSE Covid 19 Güvenli Üretim, Europen Association for Haemophilia and Disorders, Da Vinci Robotik Cerrahi, SRC CENTER OF EXCELLENCE Beyin ve Sinir Cerrahisi Merkezi belgelerinin de sahibiyiz” bilgilerini verdi.PROSTAT KANSERİ TEDAVİSİNDE YENİLİKÇİ YÖNTEMLER Doç. Dr. Mehmet Solakhan ve Doç. Dr. Osman Barut ürolojik kanserler ile ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Ürolojik kanserler, idrar yolu sistemini etkileyen kanser türleridir. Bu kanserler arasında böbrek, mesane, prostat, testis ve üreter kanserleri yer alır. Her birinin tedavi yöntemleri farklı olup, erken teşhis oldukça önemlidir. Son yıllarda ürolojik kanserlerin tedavisinde birçok yenilikçi tedavi yöntemi ve araştırma gelişmeleri gündemde. İşte 2025 yılında ürolojik kanserlerle ilgili önemli haberler ve tedavi yaklaşımları: Prostat kanseri, erkeklerde en yaygın görülen ürolojik kanser türüdür. Son yıllarda, prostat kanserinin tedavisinde hedeflenmiş tedaviler ve immünoterapilerin rolü giderek artmaktadır. Özellikle, PSMA (prostat spesifik membran antijeni) hedefli tedavi yöntemleri umut vaat etmektedir. Bu tedavi, kanser hücrelerinin yüzeyinde bulunan PSMA proteinine bağlanan radyoaktif moleküller kullanılarak uygulanır ve kanser hücrelerini hedef alarak daha etkili bir tedavi sunar. MESANE KANSERİNDE BİYOMARKERLER VE KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ TEDAVİ Mesane kanseri tedavisinde, özellikle erken evrelerde biyomarkerlerin kullanımı önem kazanmaktadır. Yeni geliştirilen biyomarker testleri, kanserin hangi evrede olduğunu ve tedaviye nasıl yanıt vereceğini belirlemek için kullanılmaktadır. Ayrıca, immunoterapi, mesane kanseri tedavisinde de etkinliğini gösteren bir alan olmuştur. Pembrolizumab ve atezolizumab gibi ilaçlar, bağışıklık sisteminin kanser hücrelerine karşı daha güçlü bir yanıt vermesini sağlar.BÖBREK KANSERİ TEDAVİSİNDE YENİ HEDEFLENMİŞ TEDAVİLER Böbrek kanseri, ürolojik kanserler arasında tedavisi zor olanlardan biridir. Bununla birlikte, hibrid tedavi yaklaşımları (hedeflenmiş tedavi ve immünoterapinin kombinasyonu) son yıllarda önemli bir gelişme olarak öne çıkmaktadır. VEGF (vasküler endotel büyüme faktörü) inhibitörleri ve PD-1/PD-L1 inhibitörleri, böbrek kanserinin tedavisinde kullanılmaktadır. Bu tedavi yöntemleri, kanser hücrelerinin büyümesini engellemeyi hedeflerken aynı zamanda bağışıklık sisteminin de kanser hücrelerine karşı savaşmasını sağlar. TESTİS KANSERİ: GENETİK TEMELLİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ Testis kanseri, genç erkeklerde sık görülen bir ürolojik kanser türüdür. Tedaviye yönelik son gelişmeler arasında genetik temelli yaklaşımlar yer almaktadır. Testis kanserinde, özellikle germ hücreli kanserler için genetik testler yapılarak hangi tedavi yöntemlerinin en etkili olacağına karar verilmektedir. Kemoterapi ve radyoterapi, testis kanserinin tedavisinde yaygın olarak kullanılsa da, yeni biyoteknolojik tedavi yöntemleri ve genetik hedeflemeler bu süreçte önemli bir rol oynamaktadır.ÜRETER KANSERİNİN ERKEN TEŞHİSİ Üreter kanseri, üreteri etkileyen nadir ancak ciddi bir kanser türüdür. Erken teşhis, tedavi başarısının artırılmasında kritik öneme sahiptir. Hikayeleme ve endoskopik teknikler kullanılarak erken evrelerde kanserin tespiti mümkün olmaktadır. Üreter kanserinde cerrahi müdahale, kanserin boyutuna ve yayılımına göre değişiklik gösterebilir. KANSERİN GENETİK VE MOLEKÜLER TEMELLERİNE YÖNELİK ARAŞTIRMALAR Ürolojik kanserlerin tedavisinde bir diğer önemli gelişme, genetik ve moleküler araştırmalardır. CRISPR teknolojisinin uygulanmasıyla, kanser hücrelerinde genetik değişiklikler daha etkili bir şekilde düzenlenebilir. Ayrıca, kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımları, her bireyin genetik yapısına uygun tedavi planları geliştirilmesine olanak tanıyacaktır. MİNİMAL İNVAZİV CERRAHİ YÖNTEMLER Ürolojik kanser tedavisinde, cerrahi müdahaleler de önemli bir yer tutar. Geleneksel cerrahi yöntemler yerine, minimal invaziv (kapalı) cerrahi teknikler giderek daha fazla tercih edilmektedir. Bu yöntemler, daha kısa iyileşme süreleri, daha az ağrı ve enfeksiyon riski gibi avantajlar sunmaktadır. ROMATOİD ARTRİT (RA) İLE ERKEN TANI, HAYAT KURTARIYOR Medical Point Gaziantep Hastanesi Romatoloji Uzmanı Doç. Dr. Nuh Ataş, romatoid artrit (RA) ile mücadelede erken tanı ve tedavi yöntemlerinin önemini vurguladı. Ataş,’’Romatoid Artrit, bağışıklık sisteminin vücutta kendi dokularına, özellikle eklemlere saldırması sonucu gelişen, kronik bir hastalıktır. Dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen RA, özellikle el, bilek ve diz gibi eklemleri hedef alarak, eklem ağrıları, şişlikler, sertlik ve hareket kısıtlılığına yol açar. Bu da hastaların günlük yaşamlarını ciddi şekilde zorlaştırabilir’’şeklinde konuştu. RA'NIN BELİRTİLERİ VE ERKEN TEŞHİS Nuh Ataş, Romatoid Artrit genellikle 30-60 yaşları arasında başlar ve kadınlarda erkeklere oranla daha sık görüldüğünü söyleyerek,’’ Hastalığın ilk belirtileri arasında, eklemde ağrı, şişlik, sabahları artan sertlik, yorgunluk ve genel halsizlik yer alır. Bu belirtiler zamanla eklem hasarına ve deformasyonlara yol açabilir. Erken teşhis, hastalığın ilerlemesini engellemeye, eklem fonksiyonlarını korumaya ve tedaviye daha hızlı başlanmasına olanak tanır. Bu nedenle, belirtiler fark edildiği andan itibaren doktora başvurmak büyük önem taşır’’dedi. TEDAVİ YÖNTEMLERİ Romatoid Artrit tedavisinin temel amacı, iltihaplanmayı kontrol altına almak, ağrıyı azaltmak ve eklem hasarını önlemek olduğunu anlatan Ataş,’’Günümüzde, hastalığın ilerlemesini durdurabilen ve eklem deformasyonlarını engelleyebilen etkili tedavi seçenekleri mevcuttur. Bu tedavi yöntemleri arasında "konvansiyonel ilaçlar" ve "biyolojik tedavi yöntemleri" öne çıkmaktadır. Erken müdahale ile hastaların yaşam kaliteleri artırılabilir, eklem fonksiyonları korunabilir ve hastalık daha iyi yönetilebilir. Ayrıca, tedavi sürecinde izlenecek kişisel bir yaklaşım, her hastanın ihtiyacına göre özelleştirilmelidir’’diye konuştu. FİZİKSEL TERAPİ VE YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİKLERİ Yaşam tarzı değişikliklerinin önemine değinen Ataş,’’Tedavi sürecinde, fiziksel terapi ve yaşam tarzı değişiklikleri de büyük rol oynamaktadır. Düzenli egzersiz yapmak, eklem hareketliliğini artırırken, kas gücünü de güçlendirir. Bunun yanı sıra, sağlıklı beslenme, sigara içmeme, aşırı kilolardan kaçınma ve stresi yönetme gibi yaşam tarzı faktörleri de RA'nın yönetilmesinde oldukça etkilidir. Fiziksel terapi, eklemlerin hareketliliğini artırırken, hastaların günlük yaşam aktivitelerini daha rahat yapabilmesine olanak sağlar. Ayrıca, hastaların ağrı yönetimini daha iyi yapabilmeleri için özel egzersizler ve teknikler uygulanabilir’’ifadelerine yer verdi. SONUÇ VE FARKINDALIK Doç. Dr. Nuh Ataş, Romatoid Artrit’in, hayat kalitesini ciddi şekilde etkileyebilen bir hastalık olduğunu ancak erken teşhis ve doğru tedavi ile hastaların normal yaşamlarına devam edebileceğini belirtti. Ataş,"Romatoid Artrit’e dair farkındalık yaratmak, hastaların zamanında yardım almasını sağlayarak daha sağlıklı bir yaşam sürmelerine yardımcı olabilir. Erken teşhis, tedaviye başlanması ve yaşam tarzı değişiklikleri ile RA'nın olumsuz etkileri en aza indirilebilir. Sonuç olarak, RA tedavisinde erken tanı, doğru tedavi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile hastaların daha sağlıklı, ağrısız bir yaşam sürmeleri mümkündür. Bu nedenle, Romatoid Artrit konusunda farkındalık artırılmalı, hastalar bilgilendirilmeli ve tedaviye zamanında başlanmalıdır"ifadelerine yer verdi.