AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Berger Gaziantep'te

Berger, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Abdullah Aksoy ve AB üyesi ülkelerden gelen gazetecilerle birlikte, merkezde düzenlenen kurslarda eğitim gören Suriyeli kadınlarla bir araya geldi ve çalışmalar hakkında bilgi aldı. Ziyaretin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Berger, AB üyesi ülkelerden gazetecilerle İstanbul ve Gaziantep'i kapsayan 3 günlük gezilerinin son gününde SADA Kadın Gelişim ve Dayanışma Merkezi'ne geldiklerini, önceki günlerde de AB ve BM finansmanıyla yürütülen çeşitli projeleri ziyaret etme fırsatı bulduklarını söyledi.  Berger, mülteci toplulukları arasında özel bir konuma sahip kadınlara yönelik hizmet veren merkezde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, şunları kaydetti: "Burası başta Japonya'nın desteğiyle kurulan bir merkez. Proje AB'nin mültecilere yaptığı yardımın ilk ayağında desteklendi. Mülteci kadınlar ve onların kız çoçuklarına hizmet veren bir proje. Onların piyasada iş bulabilmeleri için eğitimler almalarına yönelik bir proje. Burada sadece dil dersleri almıyorlar, mesleki becerilerini artıracak birtakım eğitimler de alıyorlar. Mutfak eğitimlerinden dikişe ve dil becerilerinin gelişmesine kadar farklı alanlarda kurslar görüyorlar. Bu program aynı zamanda mültecilerin insani yardımdan uzaklaşarak kendi ayaklarının üzerinde de durabilmelerini sağlayan projelere iyi bir  örnek. Önce eğitim alıyorlar, ardından iş gücüne katılım sağlayabiliyorlar." Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Abdullah Aksoy da Türkiye'de 3,6 milyon civarında Suriyeli bulunduğunu, Afganistan, Irak gibi ülkelerden gelenlerle birlikte bu sayının 5 milyona çıktığını dile getirerek, Türkiye'nin, dünyanın en fazla göçmene ev sahipliği yapan ülkesi olduğunu anlattı.  Gaziantep'te ise resmi rakamlara göre 410 bin civarında mülteci yaşadığını ifade eden Aksoy, "Biz 8 yıl öncesinden Gaziantep'in 2023 projeksiyonunda ulaşması düşünülen nüfusuna ulaştık. Bu da beraberinde altyapı, yatırım anlamında belediyeler üzerinde ciddi bir baskı oluşturmaya başladı. Nüfusumuzun 4'te 1'i Suriyelilerden oluşuyor." diye konuştu.  Aksoy, belediye olarak Suriyelilerin sosyal entegrasyonları için birçok proje yürüttüklerini, göçe "yönetilmesi gereken bir gerçeklik" olarak baktıklarını ve bunun için çalışmalar yaptıklarını vurguladı.   Belediye olarak 15 bin civarında Suriyeliye dil eğitimi, 8 bin kişiye de mesleki eğitim verdiklerine dikkati çeken Aksoy, "Bir dostun sitemi olarak söylemek istiyorum, Suriye krizi 2011 yılında başladı fakat 2015 yılına kadar AB maalesef biraz olaya sağır ve duyarsız kaldı. 2015 yılından sonra beraber çok güzel hizmetler yapmaya, projeler yürütmeye başladık." dedi.  Büyükelçi Berger, Aksoy'un sözleri üzerine, AB'nin Türkiye'ye Suriyelilerle ilgili yardımının 2015'te başladığının doğru olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Ama bizim göç konusuna ilk günden itibaren verdiğimiz bir destek vardı. 2016'da imzalanan ortak anlaşmadan sonra tabii ki yardım hızlandı ve arttı ama krizin patlak verdiği ilk günden itibaren yani Mart 2011'den itibaren, sadece Türkiye'ye değil komşu ülkeler Lübnan ve Ürdün'e de çok büyük bir göçmen akışı oldu. Biz birinci gününden itibaren bu ülkelere kayda değer miktarda destekte bulunduk. Neredeyse Türkiye'ye sağladığımız yardımla aynı miktarda destekte bulunduk. Sadece Türkiye'ye gerçekleşmedi bu göç akını. Aynı zamanda komşu ülkelere de gerçekleşti ve biz birinci günden itibaren destek sağladık.