deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler https://playdotjs.com/ bahis siteleri siyahbet giriş blossomtips.com deneme bonusu veren siteler casino siteleri

Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir

 Prof. Dr. Şahiner: “Safra kesesi taşı hastalığında belirgin bir artış var”

SAĞLIK 25.12.2024 - 15:56, Güncelleme: 25.12.2024 - 15:56 1511 kez okundu.
 

 Prof. Dr. Şahiner: “Safra kesesi taşı hastalığında belirgin bir artış var”

Medical Point Gaziantep Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Tayfun Şahiner, safra kesesi taşıyla ilgili bilgilendirmede bulundu.

Medical Point Gaziantep Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Tayfun Şahiner, son yıllarda beslenme alışkanlıklarındaki olumsuz değişiklikler, safra kesesi taşı hastalığında belirgin bir artışa neden olduğunu söyledi. “Hızlı kilo alıp verme, engesiz beslenme ve gebelik safra taşı oluşumuna yatkınlığı artırabilir” Safra kesesinde taş oluşması ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Şahiner, “Safra sıvısı, safra asitleri, kolesterol ve çeşitli minerallerden oluşmaktadır. Safra asitleri veya kolesterol dengesindeki bozukluklar, safra sıvısının kıvamını etkileyerek öncelikle safra çamuru, ardından safra taşının oluşmasına neden olmaktadır. Hızlı kilo alıp verme, şeker hastalığı, dengesiz beslenme ve gebelik safra taşı oluşumuna yatkınlığı artırabilir. Ayrıca, safra kesesinin fizyolojik olarak çalışmasını olumsuz yönde etkileyebilecek mide cerrahisi, yemek borusu cerrahisi, obezite ameliyatları gibi çeşitli cerrahi operasyonlar, safra kesesinde taş oluşumunu kolaylaştırabilir” dedi. “Safra taşının belirtileri çeşitli semptomlar oluşur” Safra taşının belirtileri hakkında konuşan Prof. Dr. Şahiner, “Safra kesesinde taş varlığında, çoğu zaman hastada mide ağrısı, hazımsızlık, yemeklerden sonra şişkinlik, karın sağ üst kısmında ve bazen sırta doğru yansıyan ağrılar gözlemlenebilir. İlerlemiş hastalıklarda ise ateş, bulantı, kusma ve safra yolu tıkanıklığı durumlarında sarılık meydana gelebilir. Bu semptomların bir kısmı, mide ve on iki parmak bağırsağı hastalıklarında da görülebileceğinden, ayırıcı tanı yapmak oldukça önemlidir” ifadelerini kullandı. “Safra kesesi hastalıklarında öncelikle yapılması gereken tetkik, karın ultrasonografisidir” Safra taşı tanısının nasıl konulduğunu anlatan Prof. Dr. Şahiner, “Safra kesesinde taş varlığından şüphelenildiğinde, ilk olarak hekime başvurulmalı ve ayrıntılı bir fizik muayene yapılmalıdır. Safra kesesi hastalıklarında öncelikle yapılması gereken tetkik, karın ultrasonografisidir. Ardından, kan biyokimyası ve tam kan sayımı gibi testlerle mevcut iltihabi durumlar veya varsa safra yollarındaki tıkanıklıklar değerlendirilir. Gerekli görülürse, safra kesesi ve safra yollarını görüntülemek için MR kullanılabilir” şeklinde konuştu. Safra kesesi taşının tedavisi ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Şahiner, “Safra kesesindeki taşın tedavisi, 'kolesistektomi' adı verilen ameliyatla safra kesesinin alınmasıdır. Günümüzde altın standart olarak kapalı (laparoskopik) yöntemle ameliyat gerçekleştirilmektedir. Ameliyat, yaklaşık 2 cm büyüklüğündeki 3 veya 4 küçük kesiden kamera ve el aletleri yardımıyla yapılır. Safra kesesi, içerisindeki taşlarla birlikte alınır ve patolojik inceleme için gönderilir. Kapalı yöntemle yapılan ameliyat, hastaya birçok avantaj sağlar. Bunlar arasında, ameliyat sonrası ağrının minimal olması, yara yeri enfeksiyonunun çok düşük bir risk taşıması ve hastanın kısa sürede normal yaşantısına dönmesi yer alır. Genellikle, hastalar ameliyat günü takip amacıyla hastanede yatırılır ve ertesi gün taburcu edilir” diye konuştu.
Medical Point Gaziantep Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Tayfun Şahiner, safra kesesi taşıyla ilgili bilgilendirmede bulundu.

Medical Point Gaziantep Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Tayfun Şahiner, son yıllarda beslenme alışkanlıklarındaki olumsuz değişiklikler, safra kesesi taşı hastalığında belirgin bir artışa neden olduğunu söyledi. “Hızlı kilo alıp verme, engesiz beslenme ve gebelik safra taşı oluşumuna yatkınlığı artırabilir” Safra kesesinde taş oluşması ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Şahiner, “Safra sıvısı, safra asitleri, kolesterol ve çeşitli minerallerden oluşmaktadır. Safra asitleri veya kolesterol dengesindeki bozukluklar, safra sıvısının kıvamını etkileyerek öncelikle safra çamuru, ardından safra taşının oluşmasına neden olmaktadır. Hızlı kilo alıp verme, şeker hastalığı, dengesiz beslenme ve gebelik safra taşı oluşumuna yatkınlığı artırabilir. Ayrıca, safra kesesinin fizyolojik olarak çalışmasını olumsuz yönde etkileyebilecek mide cerrahisi, yemek borusu cerrahisi, obezite ameliyatları gibi çeşitli cerrahi operasyonlar, safra kesesinde taş oluşumunu kolaylaştırabilir” dedi. “Safra taşının belirtileri çeşitli semptomlar oluşur” Safra taşının belirtileri hakkında konuşan Prof. Dr. Şahiner, “Safra kesesinde taş varlığında, çoğu zaman hastada mide ağrısı, hazımsızlık, yemeklerden sonra şişkinlik, karın sağ üst kısmında ve bazen sırta doğru yansıyan ağrılar gözlemlenebilir. İlerlemiş hastalıklarda ise ateş, bulantı, kusma ve safra yolu tıkanıklığı durumlarında sarılık meydana gelebilir. Bu semptomların bir kısmı, mide ve on iki parmak bağırsağı hastalıklarında da görülebileceğinden, ayırıcı tanı yapmak oldukça önemlidir” ifadelerini kullandı. “Safra kesesi hastalıklarında öncelikle yapılması gereken tetkik, karın ultrasonografisidir” Safra taşı tanısının nasıl konulduğunu anlatan Prof. Dr. Şahiner, “Safra kesesinde taş varlığından şüphelenildiğinde, ilk olarak hekime başvurulmalı ve ayrıntılı bir fizik muayene yapılmalıdır. Safra kesesi hastalıklarında öncelikle yapılması gereken tetkik, karın ultrasonografisidir. Ardından, kan biyokimyası ve tam kan sayımı gibi testlerle mevcut iltihabi durumlar veya varsa safra yollarındaki tıkanıklıklar değerlendirilir. Gerekli görülürse, safra kesesi ve safra yollarını görüntülemek için MR kullanılabilir” şeklinde konuştu. Safra kesesi taşının tedavisi ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Şahiner, “Safra kesesindeki taşın tedavisi, 'kolesistektomi' adı verilen ameliyatla safra kesesinin alınmasıdır. Günümüzde altın standart olarak kapalı (laparoskopik) yöntemle ameliyat gerçekleştirilmektedir. Ameliyat, yaklaşık 2 cm büyüklüğündeki 3 veya 4 küçük kesiden kamera ve el aletleri yardımıyla yapılır. Safra kesesi, içerisindeki taşlarla birlikte alınır ve patolojik inceleme için gönderilir. Kapalı yöntemle yapılan ameliyat, hastaya birçok avantaj sağlar. Bunlar arasında, ameliyat sonrası ağrının minimal olması, yara yeri enfeksiyonunun çok düşük bir risk taşıması ve hastanın kısa sürede normal yaşantısına dönmesi yer alır. Genellikle, hastalar ameliyat günü takip amacıyla hastanede yatırılır ve ertesi gün taburcu edilir” diye konuştu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gaziantepgapgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.