Doğu Türkistan’da Müslümanlara Yapılan Zulmü Kınıyoruz

Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman soydaşlarımıza her yıl Ramazan ayında baskı ve zulmün arttığına dikkat çeken Türüt, sırf Müslüman oldukları için zulme maruz kalan soydaşlarımızın çığlığını dünya devletlerinin duymadığını ve büyük bir insanlık dramı yaşandığına dikkat çekti. Konuyla ilgili açıklamasında, Çin’in gözü dönmüş bir katile dönüştüğünü ifade eden Hasan Türüt, şunları söyledi: “Bölge de yaşayan Müslüman soydaşlarımızın dini inançlarını yaşamaları yasaklandı. İbadet etmek isteyenler önceden izin almak zorunda. Camilerin kapılarına kilit vuruldu. Kadınların başlarını kapatmaları yasaklandı. İsimleri değiştiriliyor. Ellerinden malları alınıyor. Karşı gelenler yıllarca ya hapiste yatıyorlar ya da idam ediliyorlar. Kadın, erkek, yaşlı, çocuk demeden katlediliyorlar. Müslümanlar hayvan boğazlanır gibi boğazlanıyor. Zulüm her gün artıyor. Soydaşlarımız dini vecibelerini yerine getiremiyorlar. Büyük bir baskıya ve bugüne kadar görülmemiş bir şiddete maruz kalmışlardır. Soydaşlarımız bu baskı ve şiddete karşı koyacak durumda değiller. Türkiye’den yardım bekliyorlar. Doğu Türkistan’daki kardeşlerimizin sesini duyun. Bölgedeki Müslüman Türklerin tamamen bölgeden çıkarılması amaçlanıyor. Bu bölgeyi Çinlilere vermenin planları yapılıyor. Bugüne kadar binlerce Müslüman Uygur Türk’ü katledildi. Doğu Türkistan’da yaşayan soydaşlarımız bizim din kardeşlerimizdir.  Can, mal ve namus güvenliği kalmayan kardeşlerimize yardım etmeyecek miyiz? Çin’in Doğu Türkistan da Müslüman Uygur Türklerine yaptığı baskı ve zulüm örtbas edilmeye çalışılıyor. Soydaşlarımıza yapılan haksızlıkların yanında yer almamız gerekirken seyretmemiz utanç verici. Bu zulmün ve katliamların durdurulması için Türkiye’nin harekete geçmesini istiyoruz. Türkiye-Çin ilişkilerinin gözden geçirilerek ticari anlaşmaların askıya alınmasını talep ediyoruz. Çin’den ithalat durdurulsun. Türkiye, Çin mallarına karşı boykot yapılması için kampanya başlatmalı ve resmi olarak desteklemelidir. Türkiye bu sessizliğinden sıyrılmalı ve tepkisini göstermelidir. Uygur Türklerine dini vecibelerini yerine getirme, seyahat özgürlüğü, haber alma özgürlüğü tanınmalıdır. Bu bölgeye insani yardımların ulaştırılması için Türkiye devreye girmelidir. Doğu Türkistan’a dünyanın dikkati çekilmeli, uluslararası insan hakları kuruluşlarının girişlerine izin verilmelidir.”