deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler bahis siteleri youtube mp3 bonus veren siteler 2024 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler

Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir

CHP'li Komisyon Üyelerinden İktidara Uyuşturucu Eleştirisi

GÜNDEM 11.05.2018 - 16:44, Güncelleme: 12.01.2023 - 07:33 5846+ kez okundu.
 

CHP'li Komisyon Üyelerinden İktidara Uyuşturucu Eleştirisi

TBMM Madde Bağımlılığı Araştırma Komisyonu'nun CHP'li üyeleri, uyuşturucuyla mücadelede devlet otoritesinin ortadan kaldırılmaya çalışıldığına işaret ederek "Tedavi ve rehabilitasyon bahanesiyle tarikatlara rant alanı yaratılıyor" saptamasında bulundu.

TBMM’de grubu bulunan dört partinin önergeleriyle kurulan Madde Bağımlılığı Araştırma Komisyonu, yaklaşık 4 ay süren çalışmalarının sonucunda hazırladığı raporu, TBMM Başkanı İsmail Kahraman'a teslim etti. 420 sayfalık raporda, çalışmalar süresince dinlenen 100'e yakın bilim insanı-uzman, 7 bakan, 30 kurum ve eski kullanıcıların tespit, görüş ve önerileri ile komisyon çalışmaları sürecinde yapılan yurtiçi ve yurtdışı ziyaretlerde elde edilen bilgi ve gözlemlere yer verildi.             Komisyonun CHP'li üyeleri Gaziantep Milletvekili Akif Ekici, Ankara Milletvekili Murat Emir ve İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner rapora ek görüş bildirdiler. CHP'li üyelerin ek görüşünde, arzla mücadelede Türkiye'nin başarılı olduğu yönündeki değerlendirmelerin, subjektif bir yorumlama olduğuna işaret edildi ve özellikle tedavi ve rehabilitasyonda devlet otoritesinin ortadan kaldırılarak STK görünümlü tarikat organizasyonlarına yeni rant alanı yaratılmak istendiğine dikkat çekildi.             CHP'li üyelerin ek görüşünde öne çıkan saptamalar şunlar: - Türkiye’nin uyuşturucu, özellikle de kullanımı ölümcül sonuçlar doğuran sentetik uyuşturucular konusunda “hedef ülke” haline gelmesinin başlıca nedenleri arasında işsizlik, gelir adaletsizliği, genç nesilleri karamsarlığa sürükleyen gelecek kaygıları, toplumsal yozlaşma ve aile kurumunun geleneksel yapısının bozulması, izlenen hatalı dış politika nedeniyle komşularımızda yaşanan istikrarsızlıklar ve bu istikrarsızlığın beslediği göç olgusu bulunmaktadır. - Ortadoğu ve Asya kökenli göç akını, uyuşturucu rotasıyla paralellik arz etmekte, aynı zamanda insan kaynağını oluşturmaktadır. Bu da uyuşturucu ile mücadelenin göç politikaları ile entegre edilmesini zorunlu kılmaktadır. - “Uyuşturucuyla mücadele” kavramıyla “bağımlılıkla mücadele” kavramı, yaklaşım farklılığını zorunlu kılan iki kavramdır. Ticareti, kullanımı ‘suç’ olan bir maddeyle mücadelenin stratejisi; sigara ve alkol gibi kullanımı yasal olan maddelerin bağımlılığı ya da oyun ve teknoloji gibi davranışsal bağımlılık türleriyle mücadelenin stratejisi ayrı kurgulanmak zorundadır. Komisyonumuzca yürütülen çalışmalarda ve hazırlanan rapor taslağında bu ayrım gözetilmemiştir. - Bağımlılık araştırmalarından elde edilecek sonuçların ötelenmiş olması, bize göre komisyonumuzun yaptığı çalışmayı da etkilemiştir. Komisyonumuz, elinde güncel bağımlılık araştırma verileri olmadan çalışmış ve bir rapor taslağı hazırlamıştır. Araştırma sonuçlarının elde edilmesinde yaşanan 3-4 aylık gecikmenin, komisyonumuzun çalışma süresiyle örtüşüyor olması, dikkat çekicidir. Bu konu, izaha muhtaçtır. - 2017 yılında Türkiye’ye, İran üzerinden Afganistan menşeli 95 ton eroin sokuldu. Bunun yaklaşık 18,5 tonu yakalanabildi ve yaklaşık 77 ton eroin, Türkiye içinde 1650 kilometre yol kat ederek Avrupa pazarına ulaştı. Hedef ülke durumundayken sınırlarımızdan bu kadar uyuşturucunun girebilmesi, bağımlılara ulaşabilmesi, ülkeyi boydan boya kat edip sınırlarımızdan çıkış yapabiliyor olması, ‘arzla mücadelede ‘başarı’ kavramını Türkiye özelinde göreceli bir hale dönüştürmektedir. Arzla mücadelede başarı kavramı, Türkiye’nin coğrafi konumu, jeopolitik durumu ve sosyal, toplumsal, siyasal ve ekonomik olarak kendine özgü koşulları dikkate alınarak yeniden değerlendirilmek zorundadır. - 2017 yılında Türkiye üzerinden 50.999.195.300 TL’lik uyuşturucu girişi ve geçişi gerçekleşmiştir. Yani yıllık boyutu yaklaşık 51 milyar TL’lik mali suç faaliyeti gerçekleşmiştir. Bu devasa suç geliri elde etme ve aklama faaliyeti şüphesiz, büyük suç organizasyonları, uluslararası bağlantılar oluşturularak yürütülmektedir. Uyuşturucu bağlantılı suç geliri aklama soruşturmalarında, son 10 yılda sadece 9 mahkûmiyet kararının çıkmış olması, uyuşturucu suç örgütleri ve o örgütlere liderlik eden kişilere yönelik soruşturmalarda başarısız olduğumuzu ortaya koymaktadır. - Madde bağımlılığı tedavisi ve rehabilitasyonunda tam anlamıyla başıbozuk bir ortam oluşmuştur. STK görünümlü kimi organizasyonlar, ‘toplumsal duyarlılık’, ‘gönüllülük’ gibi ulvi değerleri de kullanarak, bilimsel metotlar içermeyen, yararı tartışmalı, sonuçları raporlanmayan, faaliyetleri hiçbir safhada denetlenmeyen sözde rehabilitasyon programları uyguladıklarını ifade etmektedirler. STK görünümlü bu yapıların, kamu yararına iş yapıyormuş algısını güçlendirmek ve kamu kaynaklarını amaçları doğrultusunda sömürmek için madde bağımlılığı ile mücadeleyi bir maskeleme aracı olarak kullandıkları yönünde kaygılar oluşmuştur.             Bu durum bize yakın tarihte tanık olduğumuz, ‘Ne İstediler de Vermedik’ denilen Cemaat görünümlü Fettullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) örgütlenme modelini çağrıştırmaktadır. Son iki yılda çalışmaları denetlenmeyen, kaç bağımlının buralardaki süreçlerden geçtikten sonra temiz kaldığını bilmediğimiz bu yapılara 4.688.272,90 TL tutarında kamu kaynağı aktarılmıştır.             STK görünümlü bu yapıların, yurttaşlarımızın hassas olduğu manevi değerlerini sömürmeye çalıştıkları ve bunu yaparken de Avrupa ülkelerinde devlet ile koordineli bir şekilde yürütülen, merkezinde kiliselerin olduğu bir modelin benzerini ülkemize uyarlamaya çalıştıkları gözlemlenmektedir. Uygulanmaya çalışılan bu modelle madde bağımlılarının maddeden arınarak, bağımlılığın başka bir türüne ‘Tarikatlara-Cemaatlere’ bağımlı kişilere dönüştürülmek istendiğini, bunun da ülkemiz için daha tehlikeli bir boyuta evrilme riski taşıdığını değerlendiriyoruz. Bu durumun, bağımlılıkla mücadele edelim derken başka sosyal sorunları tetiklemesi kaçınılmazdır.  
TBMM Madde Bağımlılığı Araştırma Komisyonu'nun CHP'li üyeleri, uyuşturucuyla mücadelede devlet otoritesinin ortadan kaldırılmaya çalışıldığına işaret ederek "Tedavi ve rehabilitasyon bahanesiyle tarikatlara rant alanı yaratılıyor" saptamasında bulundu.

TBMM’de grubu bulunan dört partinin önergeleriyle kurulan Madde Bağımlılığı Araştırma Komisyonu, yaklaşık 4 ay süren çalışmalarının sonucunda hazırladığı raporu, TBMM Başkanı İsmail Kahraman'a teslim etti. 420 sayfalık raporda, çalışmalar süresince dinlenen 100'e yakın bilim insanı-uzman, 7 bakan, 30 kurum ve eski kullanıcıların tespit, görüş ve önerileri ile komisyon çalışmaları sürecinde yapılan yurtiçi ve yurtdışı ziyaretlerde elde edilen bilgi ve gözlemlere yer verildi.

           

Komisyonun CHP'li üyeleri Gaziantep Milletvekili Akif Ekici, Ankara Milletvekili Murat Emir ve İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner rapora ek görüş bildirdiler. CHP'li üyelerin ek görüşünde, arzla mücadelede Türkiye'nin başarılı olduğu yönündeki değerlendirmelerin, subjektif bir yorumlama olduğuna işaret edildi ve özellikle tedavi ve rehabilitasyonda devlet otoritesinin ortadan kaldırılarak STK görünümlü tarikat organizasyonlarına yeni rant alanı yaratılmak istendiğine dikkat çekildi.

           

CHP'li üyelerin ek görüşünde öne çıkan saptamalar şunlar:

- Türkiye’nin uyuşturucu, özellikle de kullanımı ölümcül sonuçlar doğuran sentetik uyuşturucular konusunda “hedef ülke” haline gelmesinin başlıca nedenleri arasında işsizlik, gelir adaletsizliği, genç nesilleri karamsarlığa sürükleyen gelecek kaygıları, toplumsal yozlaşma ve aile kurumunun geleneksel yapısının bozulması, izlenen hatalı dış politika nedeniyle komşularımızda yaşanan istikrarsızlıklar ve bu istikrarsızlığın beslediği göç olgusu bulunmaktadır.

- Ortadoğu ve Asya kökenli göç akını, uyuşturucu rotasıyla paralellik arz etmekte, aynı zamanda insan kaynağını oluşturmaktadır. Bu da uyuşturucu ile mücadelenin göç politikaları ile entegre edilmesini zorunlu kılmaktadır.

- “Uyuşturucuyla mücadele” kavramıyla “bağımlılıkla mücadele” kavramı, yaklaşım farklılığını zorunlu kılan iki kavramdır. Ticareti, kullanımı ‘suç’ olan bir maddeyle mücadelenin stratejisi; sigara ve alkol gibi kullanımı yasal olan maddelerin bağımlılığı ya da oyun ve teknoloji gibi davranışsal bağımlılık türleriyle mücadelenin stratejisi ayrı kurgulanmak zorundadır. Komisyonumuzca yürütülen çalışmalarda ve hazırlanan rapor taslağında bu ayrım gözetilmemiştir.

- Bağımlılık araştırmalarından elde edilecek sonuçların ötelenmiş olması, bize göre komisyonumuzun yaptığı çalışmayı da etkilemiştir. Komisyonumuz, elinde güncel bağımlılık araştırma verileri olmadan çalışmış ve bir rapor taslağı hazırlamıştır. Araştırma sonuçlarının elde edilmesinde yaşanan 3-4 aylık gecikmenin, komisyonumuzun çalışma süresiyle örtüşüyor olması, dikkat çekicidir. Bu konu, izaha muhtaçtır.

- 2017 yılında Türkiye’ye, İran üzerinden Afganistan menşeli 95 ton eroin sokuldu. Bunun yaklaşık 18,5 tonu yakalanabildi ve yaklaşık 77 ton eroin, Türkiye içinde 1650 kilometre yol kat ederek Avrupa pazarına ulaştı. Hedef ülke durumundayken sınırlarımızdan bu kadar uyuşturucunun girebilmesi, bağımlılara ulaşabilmesi, ülkeyi boydan boya kat edip sınırlarımızdan çıkış yapabiliyor olması, ‘arzla mücadelede ‘başarı’ kavramını Türkiye özelinde göreceli bir hale dönüştürmektedir. Arzla mücadelede başarı kavramı, Türkiye’nin coğrafi konumu, jeopolitik durumu ve sosyal, toplumsal, siyasal ve ekonomik olarak kendine özgü koşulları dikkate alınarak yeniden değerlendirilmek zorundadır.

- 2017 yılında Türkiye üzerinden 50.999.195.300 TL’lik uyuşturucu girişi ve geçişi gerçekleşmiştir. Yani yıllık boyutu yaklaşık 51 milyar TL’lik mali suç faaliyeti gerçekleşmiştir. Bu devasa suç geliri elde etme ve aklama faaliyeti şüphesiz, büyük suç organizasyonları, uluslararası bağlantılar oluşturularak yürütülmektedir. Uyuşturucu bağlantılı suç geliri aklama soruşturmalarında, son 10 yılda sadece 9 mahkûmiyet kararının çıkmış olması, uyuşturucu suç örgütleri ve o örgütlere liderlik eden kişilere yönelik soruşturmalarda başarısız olduğumuzu ortaya koymaktadır.

- Madde bağımlılığı tedavisi ve rehabilitasyonunda tam anlamıyla başıbozuk bir ortam oluşmuştur. STK görünümlü kimi organizasyonlar, ‘toplumsal duyarlılık’, ‘gönüllülük’ gibi ulvi değerleri de kullanarak, bilimsel metotlar içermeyen, yararı tartışmalı, sonuçları raporlanmayan, faaliyetleri hiçbir safhada denetlenmeyen sözde rehabilitasyon programları uyguladıklarını ifade etmektedirler. STK görünümlü bu yapıların, kamu yararına iş yapıyormuş algısını güçlendirmek ve kamu kaynaklarını amaçları doğrultusunda sömürmek için madde bağımlılığı ile mücadeleyi bir maskeleme aracı olarak kullandıkları yönünde kaygılar oluşmuştur.

            Bu durum bize yakın tarihte tanık olduğumuz, ‘Ne İstediler de Vermedik’ denilen Cemaat görünümlü Fettullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) örgütlenme modelini çağrıştırmaktadır. Son iki yılda çalışmaları denetlenmeyen, kaç bağımlının buralardaki süreçlerden geçtikten sonra temiz kaldığını bilmediğimiz bu yapılara 4.688.272,90 TL tutarında kamu kaynağı aktarılmıştır.

            STK görünümlü bu yapıların, yurttaşlarımızın hassas olduğu manevi değerlerini sömürmeye çalıştıkları ve bunu yaparken de Avrupa ülkelerinde devlet ile koordineli bir şekilde yürütülen, merkezinde kiliselerin olduğu bir modelin benzerini ülkemize uyarlamaya çalıştıkları gözlemlenmektedir. Uygulanmaya çalışılan bu modelle madde bağımlılarının maddeden arınarak, bağımlılığın başka bir türüne ‘Tarikatlara-Cemaatlere’ bağımlı kişilere dönüştürülmek istendiğini, bunun da ülkemiz için daha tehlikeli bir boyuta evrilme riski taşıdığını değerlendiriyoruz. Bu durumun, bağımlılıkla mücadele edelim derken başka sosyal sorunları tetiklemesi kaçınılmazdır.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gaziantepgapgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.