YARGI MUHABİRLERİ ZOR BİR DÖNEMDEN GEÇİYOR

Gün boyu devam eden ve yoğun tartışmaların yaşandığı toplantının ilk bölümünde söz alan Milliyet Gazetesi Ankara Haber Müdürü Gökçer Tahincoğlu, gazeteci gözüyle yargıyı değerlendirdi. Tahincioğlu, yargı haberciliğinin son dönem önem kazandığını vurgulayarak, “Adliye muhabirliği artık ‘adalet muhabirliği’ olarak değiştirilmeli. Gelenekle geleceği yeniden kurmalıyız. Bana göre Anadolu’da bu iş daha iyi yapılıyor. ” dedi.

Hukukçu gözüyle yargıyı değerlendiren deneyimli avukat Fikret İlkiz de Gökçer Tahincioğlu gibi  yargı haberciliğinde gelenekle geleceğin yeniden kurulması gerektiğini, Türk medyasının bu açıdan çok kötü bir dönemden geçtiğini söyledi. İlkiz özetle, şu tespitlerde bulundu:

“-Tahliyelerde karar okuma alışkanlığı kayboldu

-Gazeteci geçmişte, “Bu nasıl oldu? Bunu kim bilir” diye sorardı bu yönünü de kaybetti.

-Gazeteciler hızla, haber kaynaklarını ortadan kaldıran, kendilerine verilenlerle yetinilmesini isteyen bir anlayışa doğru kayıyor.

- Tanımlar yeniden yapılmalı

- Gazeteci, “ben” demekten vazgeçmeli”

Akademisyen gözüyle kamuoyunun yakından bildiği haber örnekleri üzerinden yargı haberciliğini irdeleyen Doç. Dr. Aslı Tunç, Amerika’dan örnek vererek bu ülkede hukuk mezunu ya  da hukuk bilgisi olmayanların yargı gazeteciliği yapamayacağına dikkat çekerek, “ Bizde ise durum tam tersi. Bazı davalar tamamen boyama kitabı gibi. Ergen dili ile yazılmış pek çok haber görebilirsiniz. Haberlerde sürece değil kişilere bakılıyor. Yargı haberciliğindeki yanlış yöntemlerle ‘mağdur’ bir kez daha mağdur edilebiliniyor” diye konuştu.

TARTIŞMALARDA BİRÇOK SORUN TESPİT EDİLDİ

Toplantının ikinci bölümünde Türkiye’de önemli davaları izleyen, hatta kendileri de yargılandıkları davalarda ceza alan muhabirlerin ve farklı illerden gelen gazetecilerin katkıları ile ortaya şu foroğraf çıktı:

“-En büyük sorun davalarla ilgili yeterli bilgilere ulaşamıyor olmamız!

-Gazeteci olarak davalarda kendimizi nasıl konumlandırmalıyız?

-Adliyelerde AB müktesebatı kapsamında açılan medya iletişim ofisleri fonksiyonel değil, göstermelik.

-Gazeteciler olarak, mağdurun mağduriyetini katlamamalıyız.

- Yargı haberciliğini diğer habercilik alanlarından ayıran standartları belirlememiz gerekiyor.

-Bizim, pozitif bir gelenek üretmeye ihtiyacımız var.

-Doğru insan kaynağını yaratmalıyız. Haberlerde hukukun ruhunu verebilmeliler. Sadece duruşma anlatılmamalı, doğru metinler oluşturmalıyız.

-İlgili STÖ’ler ve hukukçularla zaman zaman atölye çalışmaları gerçekleştirmeliyiz.

-Yargı haberciliği ile deneyim paylaşımı yapmamız gerekiyor.

-İnternet, yargı medyası üzerinde negatif baskıya neden oluyor.

- Yargılamalarla ilgili haberler, internet ortamında daha fazla takip ediliyor.

- Editör yetiştirirsek, o da muhabir yetiştirir.

- Veri toplayan kurumlar (hak odaklı olanlar) verileri iyi sunamıyor, bu kurumlar dilini değiştirmeli.”

Toplantıdan çıkan sonuçlar değerlendirilerek bir kitapçık haline getirilecek ve bu Eylül-Ekim gibi yapılacak geniş katılımlı bir toplantı ile yargı habercileri için bir rehber hazırlanacak.