Panelin başkanlığını yürüten Ayşegül Soylu, Gaziantep Üniversitesi öğrencileri olarak bu tür olaylara her daim karşı çıktıklarını belirterek, soydaşlarımızın maruz kaldıkları bu durumları görmezden gelmeyerek kınadıklarının altını çizdi.

GAÜN Türk Halk Bilimi Topluluğu Başkanı Ali İhsan Apaydın, konuşmasında şunları söyledi: “25-26 Şubat 1992 tarihinde Hocalı nüfusunun, çocukların yaşlıların ve kadınların planlı bir kırıma uğramasının nedeni, bu insanların Azerbaycan Türkü olmalarıydı. Dolayısıyla, hocalı halkı sırf milli ve dini kimlikleri nedeniyle topluca katledilmiştir. Uluslararası hukukta bu olayın bir tek adı vardır: Soykırım.”

Savaşın ve yarattığı yıkımların önüne geçmek için aydın kişilerin sarf ettikleri sözlerinin bir olmasına insanlığın çok ihtiyacı olduğunu belirten Songül Aytekin, “Sözleri ile bu inancı bizlere aşılamaya çalışan bu insanların dinine, milletine, ırkına bakılmaksızın bir araya gelip tek bir sesle savaşa hayır diye haykırmalıyız” ifadelerinde bulundu.

Hocalı katliamının, hiçbir biçimde sadece Azerbaycan’ın acısı ve meselesi olmadığını vurgulayan Ali İmamverdiyev, “Bu korkunç olay yalnızca Türk dünyasının ve İslam dünyasının da meselesi değildir. Dünyanın gördüğü en alçak saldırılardan biri olan bu korkunç soykırım bütün onurlu insanlığın meselesidir” dedi.

Merve Mıhçakan ise konuşmasında, “Katliam olarak nitelendirilen, takvim yapraklarının Şubat ayının 26’sını gösterdiği o gecede ve devamında yaşanacak olan en büyük sıkıntıların, çaresizliklerin, zorlukların yaşandığı o anları en iyi yaşayanlarından dinleyebiliriz” diyerek, Hocalı katliamının hemen ardından Ağdam Hastanesi’nde bir savaş muhabiri olan Cengiz Mustafayev tarafından çekilen görüntüleri katılımcılara izletti.